30 Ocak 2008 Çarşamba

Trafiğe Uyarı Sistemi!


İstanbul'un en kritik noktalarına yerleştirilen "Otomatik Yol Meteoroloji Gözlem Sensörları" hem önceden hava tahmini yaparak önem alınmasına yardımcı olurken hem de 25 noktada trafik güvenliğini sağlayacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu yıl işletmeye aldığı ve İstanbul'un en kritik noktalarına yerleştirdiği "Otomatik Yol Meteoroloji Gözlem Sensörları", yaptığı ölçümlerle hem hava koşullarını belirleyecek hem de yol güvenliğini sağlayacak. Elektronik olarak ölçüm yapan sensorlardan alınan bilgiler uydu aracılığıyla AKOM'a iletildikten sonra yapılacak değerlendirmelerle yolların o anki durumu tespit edilebilecek.

Otomatik Yol Meteoroloji Gözlem Sensörları yardımıyla, yağmur, kar, don, şiddetli rüzgâr, sis ve buzlanmanın nerelerde ve ne zaman başlayacağı önceden bilinebilecek, yollara atılan kimyasalların doğru zamanda ve yeterli miktarda kullanılıp kullanılmadığı takip edilecek, olası bir kazaya karşı trafik güvenliği sağlanacak.

Sensörlerin yapacağı ölçümler sonucu, rüzgâr hızı, rüzgâr yönü, hava sıcaklığı,nem, yağış tipi yoğunluğu ve görüş mesafesi, yol yüzeyi sıcaklığı, yol yüzeyi üzerindeki sıvı tabakasının kalınlığı, yol yüzeyi üzerindeki buzlanma önleyici kimyasal miktarı, yol yüzeyi üzerindeki sıvı tabakasının donma sıcaklığı, yol yüzeyi durumu (kuru, Islak veya Nemli) ve yol üzerindeki buzun varlığı, oluşma tehlikesi ve tahmini donma süresi hesaplanabilecek.

İstanbul'da 25 noktaya yerleştirilen ısı sensörleri, Eyüp-Haliç Köprüsü, Gop- O—2 Otoyolu, Bayrampaşa-Sağmalcılar Viyadüğü, Bağcılar- O—2 Otoyolu, Mahmutbey Viyadüğü, Eminönü- Yenikapı- Heliport, Avcılar- Ispartakule Viyadüğü, Büyükçekmece- D—100 Haramidere, D—100 Büyükçekmece 'S' Virajları, Bakırköy- Atatürk Hava Limanı Kavşağı, Beşiktaş- Barbaros Bulvarı Yıldız Mevki, Sarıyer- Hacıosman Bayırı, Zekeriyaköy Yolu, Şişli- Levent Zincirlikuyu Kavşağı, İTÜ Maslak, Kağıthane-AKOM, GOP- Arnavutköy, Silivri- Silivri TEM Otoyolu, Kavaklı Mevki, Silivri- TEM (E—80/0—2), Otoyolu Kovaderesi Viyadüğü, Ümraniye- TEM, Üsküdar- Libadiye Köprülü Kavşağı üzeri, Çamlıca- Tuzla Servet Bayramoğlu Viyadüğü, Pendik, Kartal Samandıra Turnikeler- Uğur Mumcu Kartal ayrımı, Kadıköy Rıdvan Dedeoğlu Viyadüğü, Beykoz Kavacık- Beykoz Bağlantı Yolu, Ümraniye- Alemdağ ve Şile'de bulunuyor.

Yahoo Zarar Ediyor


İnternet dünyasının önde gelen web portallarından Yahoo, karın yüzde 23 oranında düştüğünü açıkladı. Şirket, bin kişiyi işten çıkaracak. Yahoo Başkanı Jerry Yang, zor bir yıl yaşayacaklarını söyleyerek şirketin değişimi ve daha rekabetçi olması için işten çıkarmaların gerekli olduğunu ileri sürdü.

Yahoo, geçen yılın son 3 aylık döneminde 205.7 milyon dolar kar etti. Ancak bu rakam, 2006'in rakamlarına göre yüzde 23 oranında düşük. 14 bin 300 kişinin çalıştığı şirkette, hangi bölümden işten çıkarmalara olacağı netlik kazanmadı.

Yang, "Zorluklar olacak ama bu yıl atacağımız adımlarla 2008 sonunda daha güçlü olacağız. 2009'da daha fazla kar edeceğiz." şeklinde konuştu. Yahoo, gelirin büyük bir kısmını reklamlardan elde ediyor.

Dünyanın En Hızlı Ekran Kartı


AMD'nin Moskova'da gerçekleştirdiği tanıtım ile en sonunda su yüzüne çıkan ATI HD Radeon 3870 X2, çift GPU gücüyle şu anda tüm dünyada bulabileceğiniz en hızlı ekran kartı. İlk olarak Moskova'da kurulu iki adet sistemde tek ve çift kartlı konfigürasyonlarla tanıtılan kart gözlerimizi kamaştırdı. İki adet kartın kurulduğu sistem bir adet Tagan marka 600 W'lık güç kaynağıyla desteklenmişti. Kart birer adet 6 ve 8 lik güç girişine sahip ve aktif soğutma sistemiyle çalışıyor.

Önceki nesil AMD ATI grafik işlemcilerine nazaran performans başına Watt açısından yaklaşık iki kat daha iyi bir tablo çizen bu yeni 55 nm grafik işlemci, fiyat bakımından da nVidia ile rahatlıkla rekabet edebilecek bir seviyede.

Ürünün genel performansına baktığımızda ise en yakın rakibi nVidia Geforce 8800 Ultra'nın dahi üstünde görünüyor. Kartın oldukça yüksek bir overclock potansiyeline sahip olduğunu gözönüne aldığımızda bu farkın daha da açılabileceği şüphesiz.

ATI HD Radeon 3870 X2'de DDR2 RAM'lerin tercih edilmesi ise tamamen maliyetlerin düşük tutulmasıyla ve böylelikle kartın son kullanıcıya daha kolay ulaştırılabilmesiyle alakalı.AMD'nin geçtiğimiz yıl içinde, giriş seviyesi için piyasaya sürdüğü ATI Radeon HD 2400 XT ve HD 2400 Pro, yerini önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak olan HD 3470 ve HD 3450'ye bırakacak. 64 bit bellek arayüzüne sahip olan HD 3450, aktif ya da pasif soğutulabilen 600 MHz çekirdek, 500 MHz bellek (256 MB DDR2) hızında çalışıyor.

HD 3450, PCI-Express 2.0, melez grafik teknolojisi (anakarta entegre ekran kartıyla koordine çalışma) ve 2. nesil Universal Video Decodere (1080p Blu-ray ve HD-DVD) ek olarak DVI'dan daha yüksek bir bant genişliği sunan DisplayPort özelliğini destekliyor. ATI Radeon HD 3470 ise bu özellikleri 800 MHz çekirdek ve 950 MHz bellek (256 MB GDDR3) hızlarıyla bir adım ileri taşıyor. HD 3470'i taşıyan kartların yaklaşık fiyatı ise 65 dolar civarında.

AMD ATI'ın giriş seviyesinde 100 dolar altı kategorisi için piyasaya sürdüğü Radeon HD 3650'nin 800 MHz GDDR3 ve 500MHz DDR2 kullanan iki versiyonu olacak. PowerPlay adındaki yeni ve etkin bir güç yönetim özelliğini de destekleyen HD 3650 128 bit'Lik bellek arayüzüne sahip ve 725 MHz çekirdek hızında çalışıyor. Performans açısından GDDR3'lü Radeon HD 3650'nin DDR2'li GeForce 8600GT'den yüzde 10 ila yüzde 50 kadar daha hızlı olabiliyor (AMD'nin testlerine göre).

Dünyanın En Büyük MP3 Sitesi Olacak


Alışveriş sitesi Amazon'un Eylül ayında duyurduğu online müzik satış sitesi amazonmp3'ün, bu yıl dünya çapında müzik satışına başlayacağı açıklandı. iTunes'un en büyük rakibi olarak görülen amazonmp3, bu yıl içinde uluslararası piyasada müzik satışına başlıyor. DRM (Digital Right Managment) koruması bulunmayan MP3 satışı yapan sitenin tam olarak ne zaman satışlara başlayacağı açıklanmadı.

Bilgisayar, MP3 çalar, cep telefonu ve diğer birçok elektronik cihazla uyumlu müzik dosyaları bulunan amazonmp3'te tek parçalar genelde 89-99 Cent, albümler ise 5.99-9.99 dolar aralığında satılıyor.

İnternetin Yeni Zengini


Kurduğu internet sitesinde hazırladığı gençlere yönelik grafik tasarımları satan17 yaşındaki Ashley Qualls, artık milyon dolarlık bir şirketi yönetiyor. Genç kız iş ağır bastığı için okulu bıraktı..

Henüz 14 yaşındayken arkadaşlarının MySpace sayfaları için sanal süslemeler hazırlayan ABD'li Ashley Qualls, 17 yaşında milyon dolarlık bir şirket sahibi oldu. "Whateverlife.com" isimli internet sitesi üzerinden grafik tasarımlar hazırlayıp satan genç kız, işi gittikçe büyüttü. İnternet sitesinde kendi yaşıtı başka gençlere de çalışma olanağı sunan Ashley Qualls, geçen süre zarfında şirket üzerinden tam 3 bin tasarım sattı. Qualls'ın sitesini her gün 1 milyon kişi ziyaret ederken, sitesine ilan vermek isteyenler 10 bin doları gözden çıkarıyor. İş kuracağını söylediğinde annesinin para kazanabileceğine inanmadığını söyleyen Ashley, "Uzun vadede bu işin para getireceğini biliyordum. Zaman beni haklı çıkardı" dedi.

28 Ocak 2008 Pazartesi

''Nick'' Tarihe Karışıyor


'2008 Teknoloji Öngörüleri'' raporuna göre, teknoloji sektörü veri güvenliğine daha çok para harcayacak. Deloitte'nin Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) bölümü tarafından hazırlanan rapora göre, internet ortamında kullanmaya alıştığımız sanal kimlik uygulaması, bu yıl e-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte, yerini gerçek kimliklere bırakmaya hazırlanırken, hizmet satışından ve özellikle veri güvenliğinden elde edilen gelirlerde artış olacak.

İnternet üzerinde gerçekleşen e-ticaret, açık artırma usulü satışlar ile sohbet odalarındaki diğer tüm işlemlerde artan sahtecilik vakalarını engellemek, müşteriler nezdinde güven tesis etmek ve bu sayede hedeflenen büyümeyi devamlı kılmak üzere 2008'de gerçek kimliklerle işlem yapılma zorunluluğunda artış yaşanması bekleniyor.

Çevre dostu teknolojilerin, 2008 yılında da cazibesini koruyacağı ifade edilen raporda, bazı şirketlerin, bu yıl bilgisayarın temel bileşenlerinden çok, virüs koruma programlarına, online veri yedekleme sistemlerine ve bilgisayarların sigortalanmasına daha fazla kaynak ayıracağı, bu trendin sadece bilgisayarlarla sınırlı kalmayıp MP3 çalarlardan mobil telefonlara, DVD okuyuculardan harici sürücülere kadar pek çok teknolojik üründe kendini göstereceği belirtildi.

2008 YILI İÇİN 10 ÖNEMLİ TEKNOLOJİ ÖNGÖRÜSÜ


Raporda, 2008 yılı için önemli teknoloji öngörüleri ise şöyle sıralandı:'Dijital güvenliğin değeri artacak. Mahremiyet ön plana çıkacak. Anonim sanal ortamlardan gerçek kimliklerin kullanılacağı orijinal yapılara geçilecek. Nanoteknolojide yeşil rönesans yaşanacak. LED ampulün yerini alacak. Gerçeklikten değer yaratılacak. Ana bilgisayar ve bakım konusunda yetkin eleman sıkıntısı yaşanacak. Ticari raporlamada iş dünyası artık aynı dili konuşacak.''

Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Ortağı Barış Öney, yaptığı değerlendirmede, nanoteknolojinin 2008 yılında teknoloji sektöründe önemli bir yere sahip olacağını ifade ederek, ''Nanoteknoloji konusunda yapılan bir çalışmaya göre, 2014 yılında bilgisayarlarda, elektronik cihazlarda ve ilaçların yüzde 23'ünde, otomobillerin yüzde 21'inde nanoteknoloji kullanılacak ve bu ürünlerin toplam cirosu 2,6 trilyon doları bulması beklenmektedir'' dedi.

Öney, TMT sektöründeki en önemli sorunların başında veri güvenliğinin geldiğini, sektördeki firmaların son derece sofistike tehditlerle karşı karşıya olduğunu ve teknolojideki hızlı gelişmenin, bu tehditlerle mücadeleyi her gün biraz daha güçleştirdiğini belirterek, teknoloji şirketlerinin güvenlik tehditlerine karşı orta ve uzun vadede mücadele edebilmelerinin, güvenliğe geçmişe göre daha fazla kaynak ayırmalarına bağlı göründüğünü ifade etti.

4.36 Milyon Avro


Çağlar ve Nihan Çolak Erol çifti, 3 yıl önce kurdukları Türkiye'nin en büyük iş ağı sitesi Cember.net'i 4.36 milyon euroya Almanyalı XING şirketine satarak internet ticaretinde atak yaptı. XING de 280 bin üye daha kazandı.

Almanya merkezli XING adlı iş dünyası portali, Çağlar ile Nihan Çolak Erol çifti tarafından kurulan ve Türkiye'de aynı alanda faaliyet gösteren Cember.net'i 4.36 milyon euroya satın aldı. Sadece son on ay içinde, doğrudan rakibi olan iki portali satın alan XING böylece artık Türkçe konuşulan ülkelerde de, çevrimiçi ağ iletişimi alanında güçlü bir konuma gelmiş oldu. XING AG geçen yıl İspanyol eConozco ve Neurona portallerini bünyesine katmıştı.

EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİ İNTERNET

XING'in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Lars Hinrichs, satın almayla ilgili, "Türkiye kanımızca, bu kıtada en hızla büyüyen ekonomilerden birine sahip. Cember.net kârlı bir kuruluş ve kendini Türkiye'de marka olarak çoktan, başarıyla kabul ettirmiş bulunu-yor. Beraberce Türkiye'deki varlığımızı pekiştireceğimiz için sevinçliyiz" açıklamasında bulundu.

TÜRKÇE KONUŞAN ÜLKELERE AÇILIM

Çember.net'in kurucusu Çağlar Erol ise "XING, online profesyonel networking alanında birinci sınıf bir servis sunarak kısa sürede tüm dünyada milyonlarca üyeye ulaştı. Türkiye'nin en başarılı web uygulamalarından biri olan cember.net'le bu birlikteliğin Türkçe konuşan profesyonellere kuruluşundan bu yana yer veren XING açısından Avrupa'da çok önemli bir stratejik adım olduğunu düşünüyorum. Seçkin cember.net üye kitlesi için de bu katılım, çok daha geniş ve global bir topluluğun bir parçası olma, ve XING'in sofistike servislerinden yararlanma olanağı anlamına geliyor." dedi.

280 bin üyesi var

Cember.net'in halen, kısmen ücretsiz olarak hizmetlerden yararlanan, kısmen ücretli yaklaşık 280.000 kadar üyesi var. Şirket, ücretli üyelerin artması ve ek olarak elde edilen reklam gelirleri sayesinde, daha 2007'de kâra geçmişti. Dünya genelinde 4,25 milyonun üzerinde üyeye sahip XING Türkiye pazarına zaten aktif olarak girmişti, cember.net'in alınmasıyla ise artık Türk ekonomi merkezlerinde varlığını daha yoğun bir biçimde gösterebilecek.

Ucuz Diye Bayatlamış Dizüstü Aldık



Türkiye'de satılan dizüstü bilgisayarların yarısı bin YTL'nin altında. Kampanyalarda ucuz olduğu için ilgi gören dizüstü bilgisayarların işlemci, bellek ve sabit disk kapasiteleri vasatın altında kalıyor..

Türkiye'de dizüstü bilgisayar satışları teknoloji mağazalarının da kampanyaları ile tırmanışa geçti. 2007 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin bilgisayar satıldı. Türkiye'de satılan dizüstü bilgisayarların yarısından fazlasının fiyatı bin doların altında. Celeron işlemciler kullanan dizüstü bilgisayarlar taze olmaktan çok uzak. Fiyatı KDV dahil bin YTL altında olan dizüstü bilgisayarların Celeron işlemci, 60 GB altında sabit disk kapasitesi ve 512 KB'lik belleğe sahip olduğu görülüyor. Oysa bu tür bilgisayarların pek çoğunda Windows Vista işletim sistemi ve ürünler kurulamıyor. Üstelik bu tür bilgisayarların kullanım süresi 18 ayın altında. Oysa bir dizüstü bilgisayarın toplam maliyeti kullanım süresi ile doğru orantılı. 'Taze' bir dizüstü bilgisayar, kullanım ömrünü 1 veya 2 yıl uzatabiliyor. Genelde yurt dışında raf ömrünü tamamlamış ürünler Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ucuz fiyata satılıyor. En çok satılan ürünlerin başında dizüstü bilgisayarlar geliyor. Türkiye tüketici elektroniği ürünlerinde olduğu gibi dizüstü bilgisayarda da en önemli tercih nedenini fiyat oluşturuyor. IDC Türkiye verilerine göre dizüstü bilgisayar satışlarında en fazla tercih edilen ekran boyutu 15 inç. Ekran boyutu küçülüp ağırlık 1.5 kilonun altına düştükçe fiyat artıyor. Türkiye'de satılan dizüstü bilgisayarın ucuz ve 'bayat' olmasının altında yatan en önemli sebeplerden birini de vergiler oluşturuyor. Özel tüketim vergisi dizüstü bilgisayarları lüks ürün sınıfına sokuyor.

BAYAT VE UCUZ MODASI
Vestel ve Casper gibi yerli üreticilerin pazara daha güçlü girmesi ile taze ürün kullanımının artması bekleniyor. Masaüstü bilgisayarlarda yerli üretim ağırlığı fazla olduğu için genelde bilgisayarlar daha taze parçalardan oluşuyor. Ancak yine de pil kısa sürede şarj edilemez hale geldiği için dikkat etmek gerekiyor.

KVK, Google'a Rakip Oluyor


Türkiye'nin önde gelen bilişim şirketlerinden KVK, Google'a rakip oldu. Şirket, geçtiğimiz yıl Amerikalı anlam merkezli arama motoru hakia.com'a 5 milyon dolarlık yatırım yaptı. KVK Genel Müdürü Bülent Çavuşoğlu, New York merkezli hakia.com'un en büyük üç arama motorundan biri olmaya aday olduğunu belirterek, "Sadece hakia, sorulan soruyu bir insan gibi algılama ve komple cevaplar verme kapasitesine sahip bir arama motoru. Bu beceriyi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz." dedi. Şu an test aşamasındaki sitenin tanıtımı çok yakında yapılacak.

Çavuşoğlu'na göre ticari hayatına başlayan sitenin ikinci bir google olmaması için hiçbir sebep yok. 5 bin bayi ile geniş bir hizmet ağına sahip KVK, Diyarbakır Çermik'te 2003 yılında uçak kazasında hayatını kaybeden çalışanı Ercan Demirkol adına bir Anadolu lisesi ve ilköğretim okulu yaptırdı. Bu okullara, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in Murat Vargı'dan ricası üzerine 150 öğrenci kapasiteli yatılı bir yurt da eklendi. Yurt 2009'da açılacak. Şirket, söz konusu sosyal projeler için 12,5 milyon YTL bütçe ayırdı. Sadece yatılı okul için 5,5 milyon YTL harcanacak. Çavuşoğlu, ayrıca mart ayında Samsun Terme'de kendi maaşından artırdığı kaynakla Anadolu lisesi yaptıracağını söyledi.

Yatırımlarla ilgili Diyarbakır'da bilgi veren Çavuşoğlu, 2007'yi 1,5 milyar dolar ciro ile kapattıklarını açıkladı. KVK; bu yıl IT ve Nano teknoloji üzerine yoğunlaşacak. Dayanıklı tüketim ve elektronik sektöründe yaşanan durgunluğun bilişim pazarını da etkilediğini ifade eden KVK Genel Müdürü, "Biz durgunluğu en fazla ocak ayında hissettik. Ancak dalgalanmanın iz bırakacağını düşünmüyoruz. İnancımız güvencemiz ve arzumuz bu yönde." ifadesini kullandı.

Motorola'nın W Serisi Genişliyor


Motorola, Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı'nda tanıttığı, W Serisi'nin iki yeni cep telefonu modeli W230 ve W270 ile kullanıcılarına eşsiz bir mobil müzik deneyimi sunuyor. Türkiye - İstanbul, 10 Ocak 2008 - Kablosuz iletişimin dünya lideri Motorola, Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı'nda tanıttığı yeni W230 ve W270 cep telefonları ile kullanıcıların mobil iletişim ve mobil müzik konusundaki beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. Her iki model de kolay kullanım özellikleri, microSD kart ile genişletilebilir hafızaları, üstün ses kalitesi ve uygun fiyatları ile dikkatleri üzerinde topluyor.

"Yeni W230 ve W270, gerek tasarımları gerekse müzik fonksiyonları ve uzun ömürlü pilleri ile fiyatlarının çok üzerinde bir mobil iletişim deneyimi yaşatacak." diyen Motorola Mobil İletişim Araçları Başkanı Stu Reed, sözlerine şöyle devam ediyor: "Bir cep telefonunda üstün ses kalitesine sahip müzik fonksiyonları olmasını isteyen kullanıcılar için W230 ve W270, mükemmel bir seçenek olacak."

Yeni W230 ve W270, bir cep telefonun sahip olduğu temel özellikleri barındırmalarının yanı sıra MP3 ve diğer müzik formatlarını destekleyen bir dijital müzik çalara da sahip. Her iki modelin de bellekleri microSD kart ile 2GB'a yükseltilebiliyor. Bu sayede kullanıcılar sevdikleri müzik parçalarını cep telefonlarına aktararak eşsiz bir mobil müzik deneyimi yaşayabiliyor.

FM radyosu bulunan W230 ve W270'in dâhili radyo veri sistemi ekranı (Radio Data System-RDS) bulunuyor. Bu sayede kullanıcılar, şarkı ve sanatçı adı, müzik türü gibi bilgileri öğrenebiliyor. Çalan müzik parçalarını telefon alarmı olarak kullanılabiliyor veya sevdikleri radyo istasyonlarını mesaj yoluyla paylaşabiliyor.

Yeni W230 ve W270 cep telefonları, mükemmel müzik fonksiyonlarının yanı sıra üstün teknolojileri ile de fark yaratıyor. Her iki model de sesi otomatik olarak ayarlayan ve bu sayede gürültülü ortamlarda bile net konuşmalar sağlayan CrystalTalk™ teknolojisini kullanıyor.

Yaklaşık 9 saatlik konuşma süresine sahip modeller, 500 mesajı ve kişiyi hafızasında saklayabiliyor. Sadece bir tuşa basılarak mesajlara ulaşılabiliyor veya internete bağlanılabiliyor.

İnce, göz alıcı tasarımı ile göz dolduran W230'un yeşil/gümüş ve titanyum grisi/turuncu yüz seçenekleri bulunuyor. Geniş, renkli ekranı ve kullanışlı tuş takımı kolay kullanım sağlarken, ince yapısı sayesinde her yere kolayca taşınabiliyor. W270'de kapaklı tasarımı ve W230 ile aynı özellikleri ile farklı bir seçenek oluşturuyor.

27 Ocak 2008 Pazar

Bu Arabalar Elektrikle Çalışıyor


Convention Center'da açlan Washington Auto Show fuarı, otomobil meraklılarını biraraya getiriyor. Artan petrol fiyatları ve yükselen çevreci duyarlılık, otomobil üreticilerini alternatif üretim arayışına iterken, Fuarda da en çok ilgiyi hem benzin hem de elektrikle gidebilen "hibrit" arabalar topladı.

Benzin sarfiyatını azaltmak üzere tasarlanan "hibrit" otomobiller sıkışık trafikte, düşük hızlarda benzin motoru yerine elektrik motorunu kullanıyor ve bu sayede kısmen 0 emisyon salınımı sağlıyor. Elektrik motorunun çalışması için gerekli enerji ise benzin motoru çalıştırıldığı zamanlarda akülere şarj ediliyor. Yeni nesil modellerde ise direkt olarak şebeke elektriğine bağlanarak şarz edilebilme özelliği de bulunuyor.


Bush hükümetinin 2020 yılına kadar otomotiv sektöründen istediği enerji tasarrufu kotaları sebebiyle, özellikle Amerika'lı üreticilerin ağırlığı bu tip araçlarda yoğunlaştırması bekleniyor. Yapılan bir araştırmaya göre, 2010 yılına kadar dünya çapında 74 farklı hibrid otomobil modeli olması ve satışların yıllık 1 milyon adede yükselmesi öngörülüyor.

GMC, Chevrolet, Dodge, Chrysler ve Ford gibi Amerikan devlerinini yanısıra, Toyota, Nissan, Honda, Hyundai ve Mazda gibi uzakdoğu markalarının görücüye çıktığı fuarda, hem çevreci hem de tasarruflu olma özelliklerini barındıran "hibrit" arabalardan sonra gözler 4x4 arazi araçlarına odaklandı. Özellikle H2 ve H3 modelleriyle macera severlerin beğenisine sunulan Hummer marka arazi araçları dikkatleri toplarken, Jeep, kapalı alanda oluşturduğu zorlu arazi platformuyla meraklılarına şehrin göbeğinde off-road tecrübesi yaşatıyor.

26 Ocak 2008 Cumartesi

Kendi Arabanı Kendin Yap


Le Patron, ne dünyanın en pahalı arabası, ne de dünyanın en büyük araba üreticisinin yaptığı bir araba markası değil. Onu farklı kılan özelliği bu arabaları evinizin garajınızda kendiniz monte edebilmeniz. Yani diğer araba markaları gibi arabayı hazır değil de parçalar halinde paket içinde satın alıyorsunuz. Bu almış olduğunuz paketleri evinizin garajında monte ederek, arabanızı kendiniz yapıyorsunuz. Bu özelliği sayesinde ünlü otomobil markalarının görücüye çıktığı 'Brüksel Araba Fuarı'nda hemen diğer otomobillerden ayrılıyor. Fuarda küçük bir stantta tanıtılan Le Patron isimli araba farklı görüntüsüyle bizim de dikkatimizi çekmeyi başardı.

Her gün yollarda gördüğümüz otomobil modelleri karşısında Le Patron dış görüntüsüyle hemen diğer araçlardan ayrılıyor. Zira Le Patron'lar adeta tarihin tozlu sayfalarından çıkarak yeniden yollara dönen klasik otomobil görüntüsüne sahip bir araba.

Bu ilginç arabaları Brüksel araba fuarında sergileyen Kenny Butstraen, ilk Le Patron markalı arabanın 10 yıl önce yapıldığını belirterek, kendisinin de 2005 yılından beri Belçika bayiliğini yaptığını söyledi. Kenny Butstraen arabanın özelliğini müşterinin kendisinin monte etmesi olduğunu belirterek, "Bu arabanın parçalarını kendiniz paket halinde alıyorsunuz ve evinize götürüp monte ediyorsunuz. Tabii müşterinin elinde eski bir Renault şasesi ve 2pk motorun olması gerek. Bunların üzerine bizim Le Patron parçalarını, kaportasını tekelerini müşterimiz kendisi garajında takıyor" dedi.

Böylesi ilginç bir arabanın fiyatına gelince görüntüsüyle oldukça pahalı klasik arabalara benzeyen Le Patron'ların fiyatı 5 bin Euro'dan başlıyor. Bu paraya Le Patronların klasik bütün parçalarını alabiliyorsunuz tabii elinizde eski bir Renault şasisinin ve 2pk motorun olması gerekli. Ayrıca isteyeceğiniz ekstra özelliklere göre de Le Patron'ların fiyatı yükseliyor.

Küçük bir arama markası olarak, dünya devleriyle aynı fuarda yer almanın nasıl bir duygu olduğunu Kenny Butstraen'a sorduğumuzda bunun çok farklı bir duygu, bununla birlikte aslında "biz onlar gibi değiliz" diyor ve ekliyor: "Biz insanların ilgisini çekmek istiyoruz. Bizim araçlarımız teknik hobi için, biz insanlar kendi el sanatlarıyla bir araba yapmalarını istiyoruz. Bizden hazır bir araba alamazsınız. Buraya gelen ziyaretçilere bunu anlatmaya çalışıyoruz ondan sonra da siparişler geliyor" diyor.

Le Patronların müşterilerinin çoğunu orta yaş ve üzeri müşterilerin oluşturduğunu söyleyen Kenny Butstraen, "Müşterilerimizin çoğu büyük yaş grubundan babalar çocukları evden ayrılmış ve boş vakitlerini değerlendirmek için bir hobi arıyorlar. Bu düşünceye sahip insanlara kendi arabasını sıfırdan elleriyle yapma fikri oldukça orijinal geliyor. Bir de eskiden motor kullananlar yaşları ilerledikçe güvenilir bir araç istiyorlar ve Le Patron arabasını alternatif olarak seçiyorlar" dedi.

'Seni Seviyorum' Yazan Mailleri Açmayın


ABD'li antivirus firması Panda, 14 Şubat'taki 'Sevgililer günü' yayılması için yazılmış iki yeni bilgisayar virüsü tespit ettiklerini bildirdi. Los Angeles kentinde bulunan şirketten yapılan açıklamada, 'Nuwar.OL' ve 'Valentin.E' isimli virüslere karşı tedbir alınmasının gerekli olduğu belirtildi.

Panda Laboratuarları teknik direktörü Luis Corrons, "Her yıl kötü niyetli hacker'lar Sevgililer gününün cazibesini kullanıyor. Çekici isimli e-posta'lar yayarak, bilgisayarlara zarar veriyorlar" dedi.

Corrons, bilinmeyen yerlerden gelen "Seni çok seviyorum", "Kalbimin içindesin", "Rüyalarımdasın" konulu romantik ve çekici e-postaların açılmaması ve maillerin içindeki link'lere tıklanmaması gerektiğini söyledi.

'Valentin.E' virüsünün 'Doğru aşkı aramak' veya 'Gerçek aşk' konusuyla gelebileceğine dikkat çeken Corrons, bu e-posta'yla gelen 'friends4u' dosyasının bilgisayarlara zarar vereceğini vurguladı.

Corrons, bilgisayarları virüslerden korumak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

- Bilinmeyen kişilerden gelen e-posta'ları açmayın

- E-postaların içindeki link'lere tıklamayın. Çok güvenilir siteler olsa bile, tıklamak yerine, adres barına kendiniz yazın.

- Bilinmeyen bir yerden gelen e-posta'lara ataçlanmış dosyaları açmayın. Sevgililer gününde gelen tebrik kartları, romantik videolar ve resimlere karşı dikkatli olun.

- Bilgisayarınızdaki anti virus programını yeni saldırılara karşı sürekli güncel tutun.

Dünya Büyük Bir Tehlike Atlattı


NASA'nın 11 Ekim 2007’de keşfettiği günden beri dünyaya çarpamasından endişe ettiği göktaşı Şubatta dünyaya çarpmadan geçecek ve geçiş teleskopla izlenebilecek.. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) 29 Şubat'ta bir asteroidin Dünya’nın çok yakınından geçeceğini belirtti.

Açıklamada, "2007 TU24, 2027’den önce bu boyda Dünya’ya bu kadar yakın geçecek tek asteroid olacak” denildi.

11 Ekim 2007’de NASA’daki bilim adamları tarafından keşfedilen 150 ila 610 metre boyundaki asteroidin, Dünya’ya çarpma ihtimali olmadığı ancak 550 bin kilometre yakından geçeceği ve amatörler tarafından Türkiye saati ile 07.33’te teleskopla izlenebileceği kaydedildi.

Yapay Organizma İçin İlk Adım Atıldı


ABD'deki Venter Enstitüsü bilim adamları, ilk yapay organizmanın yaratılmasında önemli ilerleme kaydederek, ilk kez bir bakterinin sentetik genomunu (DNA dizilimi) oluşturmayı başardı.

Sonuçları Science dergisinin bugünkü sayısında yer alan araştırmaya katılan bilim adamları, bu DNA yapısının daha önce insan tarafından yaratılmadığını ve söz konusu basit bir organizma da olsa, genetik kodun yeniden yazıldığını belirtti.

Bu buluşun, gelecekte, biyoyakıt üretimi, küresel ısınmayla mücadele ve ilaç üretiminde insanlığa büyük faydası olabileceği belirtiliyor.

Daha önce, insanın gen haritasının çıkarılması için çalışmalarda bulunan Craig Enstitüsü'nün Craig Venter'ın da katıldığı araştırmayı yürüten Dan Gibson, yaptığı açıklamada, "Bu, araştırmacılarımız ve bu bilim için çok heyecan verici bir gelişmedir" dedi.

Amaçlarının bir hücreye sentetik kromozom yerleştirmek ve ilk yapay organizmayı yaratmaya başlamak olduğunu belirten Gibson, bunun için çalıştıklarını söyledi. Gibson, bu araştırmanın, tamamıyla yapay bir organizmanın yaratılmasının üç aşamasından ikincisi olduğunu kaydetti.

İlk aşamada, geçen yıl bir bakterinin DNA dizilimi, bir başka bakteriye başarıyla nakledilmiş ve bu bakteri değişik bir tür haline gelmişti.

Son aşamada, Venter Enstitüsü araştırmacıları, ürettikleri "Mycoplasma Genitalium" bakterisinin sentetik genomundan yapay bakteri hücresi üretmeyi deneyecek.

Venter Enstitüsü'nün genetik kodunu yazdığını açıkladığı "Mycoplasma Genitalium" bakterisinin basit bir organizma olduğu belirtiliyor.

Açıklamaya göre bu bakteri, yaklaşık 580 gene sahip, insanın DNA diziliminde ise yaklaşık 36 bin gen olduğu hatırlatılıyor.

Araştırmacılardan Nobel Ödüllü Doktor Hamilton Smith, "Büyük DNA dizilimlerinin yapay olarak yaratılmasının mümkün olduğunu gösterdik.Bu, biyoyakıt üretimi gibi önemli alanlarda yapılacak çalışmaların yolunu açabilir" ifadesini kullandı.

Smith, "Yıllar önce bu araştırmaya başladığımızda, başarmanın ne kadar zor olacağını biliyorduk, çünkü balta girmemiş topraklarda macera arıyorduk" diye konuştu.

Araştırmacılar, zehirli atıkların biyolojik açıdan zararsız hale getirilmesi ve karbondioksidin depolanmasında kullanılacak yapay organizmaların üretilmesinin de mümkün olduğunu söyledi.

Enstitünün Kurucusu Craig Venter (61), geçen ekim ayında yaptığı açıklamada, laboratuvarda bulunan kimyasal malzemelerden sentetik bir kromozom ürettiklerini açıklamış ve "Bu kendi türümüzün tarihinde çok önemli felsefi bir adım. Genetik şifrelerimizi okumaktan bunu yazmaya doğru gidiyoruz" demişti.

Tasarım ürünü genlerin iyi uygulanırsa önemli potansiyel yararları bulunduğuna inandığını belirten Venter, bunun uzun vadede önceden düşünülemeyen alternatif enerji kaynağı olarak kullanılabileceğine işaret etmişti.

Aşırı karbondiyoksidi soğurabilecek bir bakterinin elde edilebileceğini ve bunun küresel ısınmayla mücadelede kullanılabileceğini ya da tamamen şekerden bütan veya propan gibi yakıtlar üretilebileceğini söyleyen Venter, "Büyük düşüncelerimiz var. Yeni bir yaşam sistemi oluşturmaya çalışıyoruz" diye konuşmuştu.

Facebook Türkiye 'yi Tanıtacak


Son yılların en popüler sosyalleşme aracı olan facebook.com, Türkiye’nin tanıtımı için de kullanılacak. Young New Media ve WordSmith adlı ajanslar, Türkiye’nin turizm potansiyelini tanıtmak amacıyla ‘Face-Card from Turkey’ projesini başlattı. Proje kısa bir tanıtım filmi ve mesajın yer aldığı ‘e-kart’ aşamalarından oluşuyor.

Projede ilk konsept olarak, kış turizmini ve ilk bölge olarak ise Palandöken’i seçtiklerini belirten Proje Koordinatörü ve WordSmith Türkiye Genel Müdürü Beau Higgins “Projeyi hayata geçirirken amacımız, ikinci ülkem olarak kabul ettiğim Türkiye’nin tanıtımına; birikimlerimizi kullanarak katkıda bulunmaktır. Türkiye tanıtımının tüm dünya çapında bir çığ gibi büyüyeceğine inanıyoruz” dedi.

24 Ocak 2008 Perşembe

Uzaydan Káğıt Uçak Atacaklar


Japon astronot Koichi Wakata, kasımda göreve gideceği Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan dünyaya káğıt uçak fırlatacak. Japonya Origami Uçak Derneği tarafından geliştirilen 20 cm boyundaki minyatür uzay mekiği biçimindeki káğıt uçak atmosfere girerken 200 derece sıcaklığa dayanacak şekilde kimyasal madde ile kaplı.

Atmosferde incelemeler yapacak yeni nesil uçaklar geliştirilmesini amaçlayan tarihi deney için yeryüzündeki ilk deneme, Tokyo’da bir rüzgár tüneli içinde uçağın 8 cm’ lik bir modeliyle 300 derece sıcaklıkta yapıldı. Uzmanlar "Uçağın yere konup konmayacağını bilemiyoruz ancak başarılı olursa, atmosferden çıkıp geri dönecek uçakların geliştirilmesi yolunda önemli bir adım olacak" dedi.

Windows’lu ve Çift Sim Kartlı Telefon


Dünyanın Windows Mobile işletim sistemli ilk çift sim kartlı PDA telefonu "DSTW1" modeli, Türkiye’de satışa çıkıyor. General Mobile’in Gençcell distribütörlüğü ile Türkiyeli tüketicilerin beğenisine sunduğu "DSTW1"’e ilişkin tanıtım toplantısı Les Ottomans Otel’de yapıldı.

Toplantıda konuşan Gençcell Yönetim Kurulu Başkanı Necati Genç, 2007 yılının ilk çeyreğinden beri yalnızca General Mobile ürünlerinin ithalatı ile ilgilendiklerini ve bu sayede pazarda 4-5 yılda kat edecekleri mesafeyi çok kısa bir sürede aldıklarını söyledi. Türkiye’nin en genç telekomünikasyon şirketlerinden biri olduklarını ve kısa sürede büyük başarılara imza attıklarının altını çizen Genç, "Dünya markası General Mobile’ın distribütörlüğü bizim büyümemizde çok büyük bir güç oldu. General Mobile çift kart teknolojisinde dünyada lider. Kısa süre önce Türkiye’ye gelen çift kart mobile telefonlarda beklentilerimizin üstünde bir satış rakamına ulaştık. Bundan da aldığımız güçle birlikte General Mobile’ın çift sim kartlı Windows Mobile işletim sistemli DSTW1 modelini de Türkiye’ye getirdik" diye konuştu.

Google DNA'ya El Attı


Google şimdi de biyoloji ve insan DNA'sına el attı. Google tarafından finanse edilen 23andme adlı internet sitesine tükürük örneğinizi gönderin, 999 dolar karşılığında size kalıtsal özellikleriniz, atalarınız ve kişisel hastalık risklerinizi konusunda bir dosya hazırlasın. Böylece atalarınızın nereden geldiğini ve ünlülerle akrabalık derecenizi de öğrenmeniz mümkün.

Amerika'da geçtiğimiz kasım ayında hizmete giren ve oldukça başarılı olan site şimdi de Avrupa'ya hizmet vermeye başladı. Site, adını insan vücudunda bulunan 23 kromozomdan alıyor. Grafikler yardımıyla kalıtsal özelliklerinizi detaylı bir rapor halinde 4-6 hafta içerisinde hazırlıyor. Siteden yapılan açıklamaya göre raporu alan kişiler bir uzman yardımıyla alzheimer, parkinson, kanser gibi hastalıklara yönelik risklerini de tespit edebilecek. Ancak ingiltere insan genomu komisyonu'na göre google'ın sunacağı bu yeni hizmet insanların gereksiz yere hastalıklar konusunda panik yapmasına sebep olacağı için tehlikeli...

Veinternet.com Yayına Girdi


Veteknoloji.com'un kardeş sitesi www.veinternet.com internet ve tasarım blogu yayına girdi. Sitede internet ve tasarım dünyasından güncel haberlerin yanısıra, tasarımcılar için kaynak adresler de yer alacak. Siteyi www.veinternet.com adresinden ziyaret edebilirsiniz.

"Korsan Yazılım Kullanımı Yüzde 10 Düşecek"


Türkiye'de korsan yazılım kullanımının yüzde 10 oranında düşürülmesinin, bilişim teknolojileri sektöründe yerel endüstri gelirlerinde 500 milyon dolar ek kaynak sağlanmasına ve vergi gelirlerinde 80 milyon dolar ek kazancın elde edilmesine katkıda bulunmasının beklendiği belirtildi.

Business Software Alliance (BSA) tarafından PC yazılım ürünleri üzerinde yaptırılan ve 42 ülkeyi kapsayan International Data Corporation (IDC) araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye'deki BT sektörü istihdama, vergi gelirlerine ve GSYİH'ya büyük katkısı bulunuyor.

Türkiye'de korsan kullanım oranında gerçekleşecek 10 puanlık bir düşüşün, 2008 - 2011 yılları arasında GSYİH'ya 625 milyon dolar ilave kaynak oluşturacağı ve vergi gelirlerinde de 80 milyon dolar artışa olanak sağlayacağı tahmin ediliyor.

IDC'nin verilerine göre, Türkiye'de yüzde 64 oranında olan korsan yazılım kullanımının yüzde 10 oranında düşürülmesinin, 4 yıllık bir süreçte ekonomiye sağlayacağı faydaların çarpan etkisi yaratması, bilişim teknolojileri sektöründe yerel endüstri gelirlerinde 500 milyon dolar ek kaynak sağlanmasına ve vergi gelirlerinde 80 milyon dolarlık ek kazancın elde edilmesine katkıda bulunması bekleniyor.

BSA Türkiye Sözcüsü Elçim Barkay konuya ilişkin değerlendirmesinde, ülkelerin korsan yazılım kullanımını önlemeye ve düşürmeye yönelik adımlar attığında, bundan herkesin fayda göreceğini kaydetti.

Barkay, "Korsan yazılım kullanım oranının düşürülmesi, daha fazla sayıda ve daha iyi koşullarda iş fırsatları, daha güçlü ve daha güvenli iş ortamı ve güçlü BT sektöründen ekonomiye çok daha fazla katkı anlamına geliyor. Korsan yazılım kullanımını düşürmek hükümetler ve yerel ekonomiler için önemli ölçüde maddi yararlar sağlayacaktır" dedi.

"Her 1 dolar için 1,25 dolar daha fazla bütçe"

IDC verilerine göre, yasal yazılım için harcanan her 1 dolar sayesinde, yazılımın kurulması, personelin eğitilmesi ve bakım servisleri gibi ilgili hizmetler için 1,25 dolar daha fazla bütçe ayrılıyor. Bu faydaların birçoğu, yerel yazılım hizmetlerine ve kanal tedarikçisi şirketlere katkı sağlıyor, bu da korsan yazılım oranının azaltılmasının faydalarının doğrudan o ülkeye yarar getirdiğini gösteriyor.

2007 yılı Mayıs ayında BSA tarafından açıklanan IDC Araştırmasının sonuçlarına göre 2006'da Türkiye'de kişisel bilgisayarlara yüklenen yazılımların yüzde 64'ünün lisanssız olduğu belirlendi.

"İstanbul Boğazı'nın Altını Dinleyecekler"


İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyesi bir grup bilimadamı, zerinde çalıştıkları sistemle, İstanbul Boğazı'nın altındaki tüm gürültü verilerini arşivleyecek. İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü Haberleşme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-MAM Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsünde yarı zamanlı çalışan Prof. Dr. Tayfun Akgül, TÜBİTAK destekli "İstanbul Boğazı'nın Su Altı Gürültüsünün Ölçümü, Arşivlenmesi ve Modellenmesi" projesine ilişkin bilgi verdi.

Akgül, 2001 - 2003 yılları arasında TÜBİTAK'ın Gebze yerleşkesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için geliştirdikleri "Yunus Sistemi" ile su altında çalışmalar konusunda tecrübe edindiklerini belirterek, o çalışmadan hareketle İstanbul Boğazı'nın su altı gürültü ölçümlerini yapmak için yeni bir sistem tasarlamaya karar verdiklerini dile getirdi.

Tayfun Akgül, İstanbul Boğazı'nın altına pasif bir sistem kuracaklarını, bu sistemde suyun altındaki basınç ya da herhangi bir değişikliği kaydetmek üzere Çubuklu Koyu'na 3 metre aralıklarla toplam uzunluğu 30 metre olan 10 hidrofon yerleştirileceğini kaydetti.

İstanbul Boğazı'nın çok karışık bir rejimi olduğunu dile getiren Akgül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Boğaz, çok gürültülü bir ortam. Akıntıları var, gemi trafiği yoğun, kara gürültülerinin de denize yansımaları var, örneğin müzik çalan motorlar geçiyor. Balık sürüleri geçiyor, lüfer akını oluyor, kitle halinde geçiyorlar, yarattıkları gürültüler birbirinden çok farklı ya da yüksek tonajlı bir petrol tankeri geçiyor, tankerin yarattığı gürültü ile bir şehir hatları vapurunun yarattığı gürültü farklı.

Şimdi biz bunları, su yüzeyine aktarır ve kaydedersek, gelecekte su altı araştırmacıları için iyi bir veri bankası oluştururuz diye düşünüyoruz. Bu verilerin hepsini 24 saat gerçek zamanlı kaydedecek bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz. Nihai amaç zengin bir veri bankası oluşturmak."

Veri gerçek zamanda laboratuvara aktarılacak

Prof. Dr. Tayfun Akgül, amaçlarının gerçek zamanda veriyi İstanbul Boğazı'ndan laboratuvara aktarmak olduğunu ifade ederek, "Her su üstü ve altı aracın pervanesinin kendine has imzası vardır.

Bir pervanenin bir yerinde çizik bile varsa, onun suda yarattığı imza farklı olur. Biz bu imzacıkları uygun bilimsel yöntemlerle ayırt edebileceğiz" dedi.

Boğazların kontrolünü sağlayan Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığının akıntı, su sıcaklığı ya da her türlü kıyı ile ilgiliişlerle ilgilendiğini anımsatan Akgül, "Onların gemileri var, hem güvenlik hem de seyrin düzgün yapılması konusunda birtakım çalışmaları var, ama Türkiye'de su altı donanımı yapan ne bir şirket ne de kurum var.

Üniversitelerde de bu konuda ülkemize layık çapta araştırmalar henüz yok" diye konuştu.

Tayfun Akgül, proje tamamlandığında su altına yönelik ciddi bir sistemin oluşturulacağına dikkat çekerek, "Biz onların içinden bilgi çıkarma algoritmaları hazırlıyoruz. Dolayısıyla sadece sesleri dinleyerek, bir ses haritası çıkarmış olacağız. Bu sesleri dinleyerek herhangi bir kaynaktan gelen sesin yerini de tespit edebileceğiz" dedi.

Hedef liman savunmaları için sistem hazırlamak

Birçok çalışmaya zemin oluşturabilecek projenin içerisinde olduklarını anlatan Akgül, nihai amaçlarının Deniz Kuvvetleri Komutanlığına veya Ulaştırma Bakanlığına liman savunmaları için bir sistem hazırlamak olduğunu söyledi.

Akgül, Boğaz'da bu sistemi kurup çalıştırdıktan sonra elde ettikleri tecrübeyle, liman savunmaları için sistemin yazılımı, tasarımı ve entegrasyonuyla özgün bir çalışma ortaya çıkarmak olduğunu dile getirerek, şu an bu çalışmayla sistemin prototipinin de tamamlandığını bildirdi.

Araştırmalar İçin "Ebola Virüsü" Üretildi


Amerikalı bilimadamları, aşı geliştirmek ya da tedavi amaçlı kullanmak üzere, öldürücü Ebola virüsünün zararsız halini geliştirdi. ABD'de yayımlanan "Ulusal Bilimler Akademisi Tutanakları" adlı dergide çıkan yazıda bilim adamları, Ebola virüsünden alınan tek bir genin virüsün kopyalanıp çoğalmasını engellediğini duyurdu.

Madison'daki Wisconsin Üniversitesinden bilim adamları, Ebola'nın 8 geninden VP30 adı verilen tek bir geninin çıkarılmasıyla, virüsün kendisini kopyalayıp çoğaltamadığını açıkladı.

Araştırmada, virüsün bulaşmadan çoğaltılabilmesi için de maymun böbreği hücrelerinden yararlanıldığı kaydedildi.

Araştırmacılardan Yoshihiro Kawaoka, değiştirilmiş virüsün normal hücrelerde büyümediğini, bu sistemin ilaç ve aşı geliştirmede kullanılabileceğini söyledi.

Araştırma, yine de bütün bilimadamlarını ikna etmiş değil. Texas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezinden Profesör Susan Fisher-Hoch, değiştirilmiş virüsün zararsız olabileceğini söyleyebilmek için daha fazla kanıt gerektiğini savunuyor.

Normalde, Ebola virüsü bulaştığında yüzde 80 oranında öldürücü oluyor. Ebolanın yer aldığı her türlü çalışma için "4'ün biyogüvenlik düzeyi" (BSL4) gerekiyor.

Araştırmacılar, yalıtılmış ve dışarıya göre düşük basınçlı bir odada, hava destekli biyogüvenlik giysileri giyiyor. Bu da küçük ölçekli bir araştırmayı bile oldukça zahmetli bir hale sokuyor.

23 Ocak 2008 Çarşamba

'e-karne' Dönemine Geçildi


MEB, internet üzerinden bilgisayar ortamında tüm okullara ulaştırdığı yeni karne formatı sayesinde, velilerin karne parası şikayetleri ortadan kalkacak. Öğrencilere, 1. dönemin bittiği Cuma günü, okulda bilgisayar çıktısı olarak elde edilen karneler dağıtılacak. MEB, karnelerin basılacağı 18 milyon özel yazıcı kağıtlarını 81 ilde ilk ve orta dereceli okulların tamamına gönderdi. Daha önce Milli Eğitim Vakfı tarafından okullara satılan ve velilerden de bu nedenle para toplanmasına neden olan hazır karne uygulaması ortadan kalkmış olacak. Vakfın devreden çıkarılmasıyla velilerden karne parası istenmesi de artık sözkonusu olmayacak.

Anne-babayı kandırmak yok

Yeni sistemin getirdiği en önemli özellik, elektronik karne. Veliler okullardan aldıkları şifre ve çocuklarının vatandaşlık numarası ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın “e-okul.meb.gov.tr” adresine girerek çocuklarının notlarını kontrol edebilecekler.

İnternette sadece son döneme ait değil, önceki yıllara ait notlar da görülebilecek. Bu sayede karnelerinde tahrifat yaparak notlarını yükselten birtakım öğrencilerin de önüne geçilmiş olacak. Durumdan şüphelenen veliler notları internetten kolaylıkla kontrol edebilecekler.

Yeni karnelerde birtakım yenilikler de bulunuyor. Karnelerde öğrencilerin notlarıyla birlikte o dönem içinde kaç kitap okudukları da yazılacak. 1, 2. ve 3. sınıf öğrencileri için numara yerine, “başarılı”, “oldukça başarılı” gibi pedagojik kritirlere uygun performans notları verilecek. Üst sınıflar için, özellikle Seviye Belirleme Sınavı ve ÖSS’yi etkileyeceği düşünülerek 5 üzerinden yapılan not değerlendirmesiyle birlikte yüzlük not da yazılacak. Örneğin 100 üzerinden 100 alarak 5 almış bir öğrenciyle, 85’le 5 alan bir öğrencinin değerlendirmesi daha doğru yapılmış olacak.

Okullarda “sanal karne” dönemine geçildi. 18 milyon öğrenci ve velileri cuma günü karnelerini internetten öğrenecek. İsteyen okullarda karnelerin ’çıktı’sı verilecek. Karne parası da ortadan kalktı. Azardan kaçmak için “karneyle oynamak” da mümkün olmayacak.

Depremler Önceden Bilinecek


Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği tarafından Uzay-Bazlı Radar İnterferometri Tekniği ile yeryüzü hareketleri izleniyor. Türkiye'de ilk ZKÜ tarafından uygulanan teknikle, risk altındaki yerleşim alanlarında doğal afetler önceden tespit edilerek uyarı yapılabilecek.

ZKÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği'nde 'Uzay-Bazlı Radar İnterferometri Tekniğiyle Yeryüzü Deformasyonu Belirleme' çalışmaları yapılıyor. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Uzay-Bazlı Radar İnterferometri Tekniği'ni kullanarak Zonguldak Metropolitan Alanı ve çevresindeki madencilik kaynaklı deformasyonlarını izliyor. ZKÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, ülkedeki üniversitelerin eşdeğer bölümleri arasında Uzay-Bazlı Radar İnterferometri Tekniği'yle deformasyon belirleme çalışması gerçekleştiren ilk, halihazırda da tek bölüm olurken; bu teknikle tehdit altındaki yerleşim alanları için afetler öncesi erken uyarı yapmanın mümkün olabildiği belirtildi. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Uzay-Bazlı Radar İnterferometri Tekniği ile yeryüzü deformasyonlarının belirlenmesi oldukça yeni bir konu olurken, bu tekniğin esasının bir radar uydusunun iki farklı zamanda topladığı radar verisinin zamansal karşılaştırılmasına dayandığı kaydedildi.

Teknolojinin özellikleri ise şöyle belirtildi:

"Uzay-Bazlı Radar İnterferometri ile herhangi bir ön bilgi olmaksızın onlarca kilometrekarelik alandaki yeryüzü deformasyonları tespit edilebilmektedir. Bu sayede tehdit altındaki yerleşim alanları için afetler öncesi erken uyarı yapmak mümkündür. Bunun yanı sıra, yeni kentsel gelişim alanları veya sanayi tesisleri için uygun hareketsiz zeminleri belirleyerek yanlış yer tercihlerinin önüne geçmek ve böylece büyük ekonomik kayıpları engellemek de mümkün olabilmektedir."

Geleceğin Otomobili


Dünyanın en popüler teknoloji dergisi Wired’a göreyse birkaç yıl içinde otomobil teknolojisinde hayal bile edilemeyecek gelişmeler yaşanacak. İşte otomotiv dünyasında çığır açacak yenilikler:

Popüler teknoloji dergisi Wired’a göre yakında içinde otomobillerde hayal bile edilemeyecek gelişmeler yaşanacak

Günümüzde otomobiller bilgisayar donanımları sayesinde güzergâh bilgisi verebiliyor, bir arıza durumunda sorunun nereden kaynaklandığını söyleyebiliyor.

Araçları tanıyacak

Köşelerde göremediğiniz araçları haber verecek.

Göstergeler camda

Sürücü yol bilgilerini camdan okuyacak.

Çoklu kullanım

Aracı başkası kullanıyorsa, benzin sarfiyatını kısarak hız yapması engellenecek.

Otomatik farlar

Gece gözleri kör eden farların yerini, ışığı ayarlayan far alacak.

Kuralcı motor

Uydudan anlık hız limiti verilerini alacak. Sınır aşılınca sesli uyaracak.

Alkol dedektörü

Sürücünün alkollü olması durumunda otomobili anında bloke edecek.

Servisle iletişim kuracak

Sensörler araç hakkında aylık rapor verecek. Olası arızaları e-posta ile servise bildirecek.

Yön değiştirme

Yolda trafik sıkıştığında sürücüyü uyarıp yönünü değiştirecek.

Bu Camı Roket Bile Kıramıyor!


Teknolojik buluşları ile ün yapan Japonlar bu kez de savunma sanayiinde devrim niteliği yapacak bir buluşa imza attı. Japonların uzun çalışmalar sonucu ürettiği cam bir roketatarın attığı mermiyi bile durdurabilecek güçte.

Yapılan testlerde de başarılı sonuçlar veren cam güçlendirilmiş yapısıyla patlamanın etkisini emerek, etkinin camın diğer tarafına geçmesini engelliyor. Boş bir arazide yapılan testte 100 metreden cam arkasındaki cansız mankene roketatar ile yapılan atış camın etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne serdi.

Roketin camı delmesine rağmen sadece koluna zarar verdiği mankenin başka bir yerinde hasar oluşmazken, ağır çekim görüntülerde patlamanın etkisinin nasıl dış tarafta kaldığı net bir şekilde görülüyor. Japon yetkililer birçok yerde kullanılması planlanan camın daha da geliştirileceğini duyurdu.

22 Ocak 2008 Salı

Windows 7 Geliyor!


Vista'nın halefi Windows 7, planlandığı gibi 2010'da değil de önümüzdeki sene çıkabilir. Bu spekülasyona kaynak olarak ise Microsoft'un yeni zaman planı gösteriliyor. Bilgilere göre Redmond'lular ilk Windows 7 sürümünü (Milestone 1 = İlk kilometre taşı) seçilmiş ortaklara yollamış bulunuyor.

Zaman planına göre ikinci kilometre taşı (Milestone 2) 2008 Nisan/Mayıs aylarında ve üçüncü kilometre taşı ise üçüncü çeyrekte öngörülüyor. İlk beta hatta RC sürümü için çıkış tarihleri henüz kesinleşmiş değil. Fakat düzenlenmiş yol planı 2009 yılını gösterir nitelikte.

İlk özellikler ufukta belli oldu
Seçilmiş ortaklara gönderilmiş olan Windows 7 Milestone 1'in (M1) grafik sistemi farklı üreticilerin ekran kartlarını paralel olarak çalıştırmayı destekleyecek. Ayrıca M1 yeni Media Center'a da bir bakış atma imkânı da sunuyor. Fakat yazılımın ses çıkışı şimdilik sadece PC hoparlörleri üzerinden olacak.

2007 sonunda bir Microsoft teknisyeni blogunda bazı noktaları açığa çıkarmıştı: Dokunmatik kullanıcı arabirimi özelliklerini sevenler Windows 7'ye bayılacaklar. Eric Traut Illinois Üniversitesinde yaptığı bir sunumda (Video) geliştirilmiş sanallaştırma özellikleri ve 33 MB bellek ile yetinebilen mini çekirdek Min-Win'den bahsetmişti.

21 Ocak 2008 Pazartesi

Medya oynatıcısı Winamp'ın yeni sürümü çıktı!

Popüler media oynatıcısı Winamp'ın yeni sürümü çıktı! Detaylar için tıklayın.

"http://www.chip.com.tr/images/content/20080120202151.jpg" grafik dosyası hatalı olduğu için gösterilemiyor.
İlk multimedia oynatıcılardan biri ve en popüleri olan Winamp'ın
yeni sürümü çıktı. 5.52 versiyonu downloada sunulan oynatıcının yeni özellikleri şöyle:

- Tamamen yenilenen arayüz
- Çoklu aygıt desteği (iPod desteği eklenmiş)
- Akıllı arama özelliği
- MP3 Surround Ses desteği
- Winamp toolbar

Winamp'ın yeni versiyonunu indirmek için TIKLAYIN
Uğur Seven - Onur Seven

Google'ın Kabusu


İnternetin en özgür ansiklopedisi Wikipedia’nın kurucusu ‘Jimbo’ lakaplı Jimmy Wales, İstanbul’daydı. Google’a rakip gösterilen yeni arama motoru ‘Wikia Search’ü anlattı. Esma Sultan Yalısı’ndaki ‘Altivi İle Sınırsız Dünyanın Liderleri’ seminerinin ilk konuğu, Jimmy Wales (41) oldu. Üzerinde ‘Wikipedia’ yazan tişörtüyle kürsüye çıkan Wales, alexa.com verilerine göre dünyanın en çok tıklanan 8. sitesi, Wikipedia’nın yaratıcısı. ‘Özgür ansiklopedi’

Wikipedia’nın felsefesi, ‘insana mal olmuş bilgilerin tamamına bedava erişim’ sağlamak. 12 kişilik ana ekibe ilaveten, dünyada 75 bin internet kullanıcısı, Wikipedia’ya düzenli olarak katkıda bulunuyor. 250 dilde, 9 milyonu aşkın başlıktan 2 milyonu İngilizce... Türkçe sayfaların sayısı ise 98 bin.

Peki bedava erişime ve reklam almamasına rağmen nasıl para kazanıyor? Wales’in cevabı şu: ‘Biz kâr amacı gütmeyen ve bağışlarla ayakta duran bir organizasyonuz. Reklam almaya kalkarsak, örneğin Ford’la ilgili sayfaya Ford banner’ı koysak inandırıcılığımız kalmaz.’

2001’de kurulduğundan beri Wikipedia’nın sadece bağışlarla büyüdüğüne inanmak zor... Wales, bu ‘global projesi’ni bir misyon olarak tanımlıyor. Güney Afrika, Hindistan gibi ülkelere gidip bizzat sosyal sorumluluk projeleri üstleniyor. Hatta laptop’una Bono ile sarmaş dolaş fotoğrafını duvar kağıdı yapmış!

GOOGLE’UN KÂBUSU MU?

10 gün önce hayata geçen ‘Wikia Search’ adındaki arama motoru ise bambaşka bir iş modeli üzerine kurulu: Burada gönül işi yok, Google’ın AdSense’ modeliyle reklam alınacak. En büyük destekçisi, proje için 10 milyon dolar veren Amazon.com. Eh, Fast Company dergisi Wales’i kapak yaparak ‘Google’ın en beter kabusu’ başlığını boşuna atmadı! Wikia Search’ü diğerlerinden ayıran özelliği, tıpkı Facebook’taki gibi oluşturulup, fotoğraf alışverişine de olanak tanıması. Wales’in ilk hedefi, arama motoru pazarının yüzde 5’i....

TARAFSIZLIĞI KORUYORUM

# İnsanların Wikipedia’ya para kazanmadan katkıda bulunma nedeni, eğlenceli olması.

# Wikipedia teknolojik değil, sosyal bir innovasyondur!

# Özgür içeriğin ve kullanıcı yorumlarının getirdiği riskleri göze aldık. Yazılanlar editoryal bir filtreden geçiriliyor. Ben insanların esasen iyi olduğuna inanıyorum.

# Google öncesi internet bir faciaydı. Wiki Search, Google’ı tehdit etmez.

# Tarafsızlığı korumak için ana prensiplerimiz var. Ama

Wikipedia’yı kullananların yüzde 40’ı içeriğe itiraz ediyor.

# Çin’de Wikipedia yasak. Bazı hükümetler, sayfaları bloke ettiriyor. Mesela

Tunus’ta kimi partilerle ilgili sayfalar görüntülenemiyor. Belki Türkiye’de

yeni yasayla birlikte böyle bir uygulama gündeme gelir.

19 Ocak 2008 Cumartesi

Youtube'a Erişim Engellendi


Youtube.com'a erişim mahkeme kararıyla engellendi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral, Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak Türkiye'de pek çok kişinin girdiği "youtube.com" sitesine erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştu.

Sitede Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret edildiğini ve yapılan yayının durdurulması isteğinin yerine getirilmediğini belirten savcı Kayral, siteye Türkiye'den erişimin yasaklanmasını istedi.

Mahkeme, siteye gerişimi engelleyerek, Türkiye de ilk kez "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"a muhalefet edildiği gerekçesiyle bir siteyi yasaklanmış oldu

Youtube'un açılış sayfasında kullanıcılar şu uyarıyla karşılaşıyor:

Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.

T.C. Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi 17/01/2008 Tarih ve 2008/55 nolu kararı gereği bu siteye erişim engellenmiştir.

Access to this web site has been suspended in accordance with decision no: 2008/55 of T.R. Ankara 12th Criminal Court of Peace.

18 Ocak 2008 Cuma

İTÜ Robot Olimpiyatları Mayıs Ayında


İTÜ Kontrol ve Otomasyon Kulübünce, yaratıcı beyinleri bir araya getirmek amacıyla düzenlenen ''İTÜ Robot Olimpiyatları'', Mayıs ayında yapılacak. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, 1 - 3 Mayıs tarihlerindeki olimpiyatların, İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezinde gerçekleştirileceği belirtildi.

Olimpiyatlarda, yarışmalarla birlikte, robotik konusunda uluslararası arenada söz sahibi akademisyenlerin katılımıyla seminer ve konferanslar, öğrenci ve endüstri temsilcilerinin çalışmalarının yer aldığı sergiler düzenleneceği kaydedildi.

Türkiye'de özellikle lise ve üniversite düzeyinde robotik eğitimin önem ve verimini sorgulayan, dünyada olağanüstü hızda gelişme gösteren robotik alanında Türkiye'nin gücünü artırmayı hedefleyen olimpiyatlarda; "mini sumo", "çizgi izleyen", "süpürge", "yangın söndüren", "silindir taşıma", "serbest kategori" ve "kendini dengeleyen robot" başlıklarında yarışmalar düzenleneceği bildirildi.

Yarışmalara katılmak isteyen öğrencilerin başvurularını 11 şubat - 13 nisan tarihleri arasında yapabilecekleri belirtildi.

Açıklamada, ilki geçen yıl gerçekleştirilen olimpiyatların, Türkiye'nin dört bir yanından 4 bin katılımcı, 362 proje, 10'u aşkın seminer, söyleşi ve panelle büyük ilgi gördüğü bildirildi.

Cep Telefonunuz Kredi Kartınız Olacak


Garanti Bankası ve Turkcell'in birlikte yürüttüğü projeyle, kredi kartları Türkiye'de mobil cüzdan ile cep telefonuna girecek. Garanti Bankasının Bonus Trink kredi kartı ile yapılabilen tüm işlemler, 6 ay sürmesi planlanan pilot proje boyunca Turkcell hatlı MasterCard PayPass teknolojisine sahip cep telefonları aracılığıyla gerçekleştirilecek.

Ödeme süresini yarım saniyenin altına indiren uygulama kapsamında Bonus Trink'te olduğu gibi işlem başına 35 YTL'lik limit verilecek. Bu limitin üzerindeki meblağda alışveriş ise şifreyle yapılabilecek.

Projenin tanıtımına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, teknoloji dünyasının hızla değişerek ilerlediğini, burada ön plana çıkan üç ana unsurun ise mobilite, internet ve bilişim olduğunu söyledi.

Artık telefonların önemli bir kısmının sadece iletişim aracı olmakla kalmadığını, aynı zamanda kimlik, imza, kredi kartı gibi akıllı uygulamaları da içerdiğini aktaran Ciliv, tanıtımını yaptıkları mobil cüzdan sayesinde de ödemelerin artık bu sistem aracılığıyla yapılabileceğini söyledi.

Mobil ödeme ve temassız bankacılıkta yeni bir devrin başlangıcı olması beklenen projenin yapılması için Dünya GSM Birliği tarafından ABD, Avustralya, Filipinler, Fransa, İrlanda, Kore, Malezya, Norveç, Singapur, Tayvan ve Türkiye'den birer operatör seçildiğini, Türkiye'yi Turkcell'in temsil ettiğini kaydeden Ciliv, Türkiye'deki uygulamanın Kore ve Fransa'nın ardından Türkiye'de yapılacağını belirtti.

17 Ocak 2008 Perşembe

Gogo QX: Cebinizdeki Eğlence Kutusu


Son yılların en popüler cihazlarından mp4 çalar olarakta bilinen portatif medya çalar pazarına yeni giren bir marka olan Gogo performans/fiyat oranı yüksek ürün serisinin ilki olan Gogo QX’i tüketiciye sunmaya başladı.

6.5 milim kalınlığı ve 37 gram ağırlığıyla oldukça zarif bir müzik çalar olan Gogo QX, aynı zamanda çok güçlü bir ses çıkış gücüne sahip. Müzik dinlemenin yanısıra, Xvid olarak kodlanmış AVI formatında müzik klip veya küçük videoları da izleyebilirsiniz.

1GB ve 2GB dahili hafıza seçenekleri bulunan medya çalar aynı zamanda 2 GB’a kadar harici microSD kartları desekliyor. Bu şekilde hem hafıza artırılabiliyor hemde bir çok cep telefonunda standart olmaya başlayan microSD kartlar ile içerik paylaşımını mümkün kılıyor.

Küçük boyutlarına rağmen üzerinde 400maH lityum ion pil bulunan medya çalar ile kesintisiz 10 saat müzik ve 5 saat video oynatabilen Gogo QX ile JPEG formatındaki fotoğraf albümünüzü ve resimlerinizi izleyebilir, içinde bulunan Tetris oyunu ile sıkıcı zamanlarınızı birazda olsa neşelendirebilir, dahili mikrofonu ile ses kaydı yapabilirsiniz.

TXT uzantılı yazı dosyalarını da okuyabileceğiniz ürün otomatik okuma fonksiyonu ile belirlediğiniz zaman aralığında sayfaları sizin yerinize çevirebiliyor.

Chip, PCNET, Newtech gibi teknoloji dergilerinde incelemesi yapılıp beğenilen Gogo QX kdv dahil 99YTL fiyatı ile uygun fiyatlı müzik çalar almak ve bu seçimi yaparken de kaliteden ödün vermek istemeyenlere hitap ediyor.

Daha fazla bilgi için: www.gogo.com.tr

40 İnternet Sitesi Kapatıldı


İnternet Güvenliği uygulamasında şimdiye kadar suç içeren yayın yaptığı tespit edilen 40 internet sitesi kapatıldı. Vatandaşlar tarafından gelen ihbarların da değerlendirildiği uygulamada suç kapsamına 8 tür yayın giriyor.

Uygulamanın toplumun geleceğinin garanti altına alınmasına katkı sağladığına dikkat çeken Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Tayfun Acerer projenin ayrıntılarını anlattı.

Acarer, internet yayınları yoluyla işlenen suçların önüne geçmek için 2007 yılında başlatılan 'İnternet Güvenliği' uygulamasındaki son durumu anlattı.

Acarer, bu kapsamda suç içeren yayınların 8 konuyla sınırlı olduğuna dikkat çekiyor. Buna göre intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, ve kumar oynanması için imkan sağlama ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar erişim engeline takılıyor. Bu tip yayın yapan sitelerin tespiti ise şu şekilde gerçekleşiyor:

Vatandaşlar şikayetlerini (www. ihbarweb.org.tr) internet adresi aracılığıyla veya (ihbar@ ihbarweb. org. tr) adresine elektronik posta yollayarak yapabiliyor. Uygulamanın sansür şeklinde algılanmamasını da isteyen Acerer'e göre bu proje toplumun geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Bilinen En Koyu Madde Üretildi


ABD’nin New York eyaletinin Troy kentindeki Rensselaer Politeknik Enstitüsü’nden araştırmacıların geliştirdikleri yeni madde, tek bir karbon atomunun silindirleri kuşattığı karbon nanotüplerden üretildi.

Geliştirdikleri yeni maddenin, ışığı tüm açılardan ve tüm dalga boylarından soğurma özelliğine sahip ideal “siyah madde”ye en yakın özdek olduğunu belirten araştırmacılar, buluşlarının özellikle elektronik ve güneş enerjisi alanlarında kullanılabileceğini kaydettiler.

İlk olarak 1991 yılında ortaya atılan karbon nanotüp mimarisi, karbon atomlarının moleküler bir silindir biçiminde birleştirilmesiyle oluşuyor.

Nanotüplerin çapı 1 nanometre, diğer bir deyişle insan kılının 10 binde 1’i kalınlığında.

Araştırmacılar nanotüpleri, laboratuar ortamında bitki gibi yetiştirmeyi planlıyorlar.
Laboratuvardaki bir reaktöre nanotüp tohumları yerleştirilecek ve karbonmonoksit püskürtülerek, karbon nanotüplerin oluşması veya büyümesi sağlanacak.

Bu Köpek Ne Diyor?


Macar bilim insanları, köpek havlamalarını tercüme eden bir bilgisayar programı geliştirdiler. Macaristan'ın Eötvös Lorand Üniversitesi'nde 14 Macar çoban köpeğinin 6 değişik durumda 6 binden fazla havlaması analiz edilerek hazırlanan program, köpeğin havlamasının ''yabancı'', ''dövüş'', ''yürüyüş'', ''yalnız'', ''top'' ya da ''oyun'' senaryolarından hangi anlama geldiğini tanıyor.

Havlamaların teybe kayıt edildikten sonra bilgisayarda dijital ortama aktarılmasıyla yazılan programın havlamaları doğru anlama oranının yüzde 43 olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, yazılımın yüksek bir oran yakalamasa da havlamaları insandan çok daha iyi anladığını kaydediyorlar.

Yazılımın, en doğru ''dövüş'' ve ''yabancı'' anlamına gelen havlamaları tanımladığı, en fazla ise ''oyun'' havlamasında hata yaptığı belirtiliyor.

Programın hazırlanması sırasında yürütülen analiz ve araştırmanın sonuçları da Animal Cognition adlı bilimsel dergide yayımlanırken, köpeklerin duygusal durumlarına bağlı havlamalarının değişik akustik özellikleri bulunduğu ifade edildi.

16 Ocak 2008 Çarşamba

Bilim Adamları Süper Havuç Üretti


ABD’li uzmanlar, ekstra kalsiyum sağlayan genetiği değiştirilmiş havuç ürettiler. ANKARA - ABD’nin Texas eyaletindeki Baylor Tıp Fakültesi’nden bir ekibin araştırmasında geliştirilen süper havuç, yiyenlere normalinden yüzde 41 fazla kalsiyum sağlıyor.

Araştırmacıların, normal beslenmeye, kemik zayıflığı ve osteoporoz gibi hastalıkların tedavisine yardımcı ekstradan kalsiyum desteği yapması amacıyla geliştirilen havucun, tüketici sağlığı açısından bazı testlere tabi tutulması gerekiyor.

Sonuçları Ulusal Bilimler Akademisi’nin dergisinde de yayımlanan araştırmanın başında yer alan Prof. Kendal Hirschi, bu havuçları özenle gözlenen ve kontrollü bir çevrede yetiştirildiğini söyledi.

Bir Tonluk Fare Fosili



Paleontologlar, Uruguay’da bir ton ağırlığında olduğu sanılan dev bir fare fosili buldu. PARİS - İngiliz Proceedings of the Royal Society dergisinde 17 Ocak’ta yayımlanacak makalede paleontologlar, 4 milyon yıl önce yaşadığı sanılan fosilin sadece kafatasının 53 santimetre olduğunu ve uzun dişleri bulunduğunu belirtti.

Kafatasının ölçüsü ve dişleri, dev kemirgenin 468 kilo ila 2,5 ton arasında bir ağırlığı sahip olabileceğini düşündürüyor. Makalede, paleontologların en muhtemel ağırlık olarak bir ton üzerinde görüş birliğine vardıkları kaydedildi.

Kemirgenin azı dişlerinin küçük olduğunu, muhtemelen yumuşak sebze ve meyveyle beslendiğini kaydeden paleontologlar, fosili günümüzdeki fareden ziyade bir suaygırına benzetiyor. Makalede, bu yeni türe Güney Amerika’daki kemirgenlerin uzmanı olan Uruguaylı paleontolog Alvaro Mones anısına “Josephoartigasia monesi” adı verildiği ifade edildi.

Fosiller arasındaki ağırlık rekoru, Venezuela’da 2003’te bulunan, 700 kilogram ağırlığında olduğu sanılan “Phoberomys pattersoni”ye ait. En tombul kemirgen ise halen Arjantin’de yaşayan ve 60 kilo kadar olan “carpincho” olarak biliniyor.

YouTube'da Porno Şoku!


Kimliği belirlenemeyen bir Türk internet kullanıcısı, video paylaşım sitesi YouTube'da ilk kez seks içerikli görüntü yayınlanmasını sağladı. Türkiye'den 22 yaşındaki 'gray123131' adlı kullanıcı, 11 ocakta, siteye 'mastürbasyon yapan kız' başlığıyla bir video ekledi.

Bir kadının erkek partneriyle seks yapmasını içeren 45 saniyelik görüntü, izleyenleri şoke etti.

Porno içerikli görüntülerin şimdiye kadar hiç yer almadığı YouTube'a bu videonun nasıl yüklendiği merak konusu oldu.

Bu merak, söz konusu videonun yorum kısmına da yansıdı. Çok sayıda kullanıcı, 'gray123131'a videoyu siteye eklemeyi nasıl başardığını sorarken, bazıları da YouTube yönetiminin porno içerikli görüntülerin yüklenmesine izin vermesine şaşırdıklarını dile getirdi.

Doğan Haber Ajansı muhabirinin konuyla ilgili sorularını elektronik posta yoluyla yanıtlayan, ismini ve yaşadığı yeri belirtmekten kaçınan 'gray123131', "Birkaç tane daha porno video eklemiştim, onları siteye koymadılar. Ama bu konuda ben de şaşırdım" dedi.

DHA'nın haberinin internette yayınlanmaya başlaması üzerine Youtube yetkilileri tarafından videonun içeriği fark edildi. Bu durum üzerine video yayından kaldırıldı.

Apple'dan "Süper İnce Dizüstü"


Apple, ABD'de düzenlenen Macworld etkinliğinde sadece 1.94 cm kalınlığa sahip dünyanın en ince dizüstü bilgisayarı olan MacBook Air'i tanıttı.

13.3 inç geniş (wide) LED aydınlatmalı ekranı bulunan yeni ürün, 80 GB sabit diske sahip. Cihazda kullanılan işlemci ise Intel Core2Duo. Şimdilik 1.6 GHz ve 18.GHz işlemci hızı seçenekleriyle satılacak olan dizüstü bilgisayar sadece 1.36 Kg ağırlığında. Aydınlatmalı bir klavyesi bulunan MacBook Air'in en kalın yeri 1.94 cm.

1280x800 piksel ekran çözünürlüğü bulunan üründe dahili optik sürücü bulunmuyor. İsteyen kullanıcılar için aksesuar olarak satılacak harici DVD okuyucu seçeneği de var. Bluetooth ve 802.11n kablosuz ağ desteği bulunan bilgisayar, 5 saatlik pil ömrüne sahip bir pil ile çalışıyor. Ancak pil kullanıcı tarafından değiştirilemiyor. Apple ise yeni pillerin 129.99 dolara satılacağı açıkladı (bu fiyat ABD'de geçerli ve değiştirme işçiliği de fiyata dahil).

Standart olarak 80 GB sabit diskle gelen üründe opsiyonel olarak 64 GB SSD (Solid State Drive) seçeneği de bulunuyor.

MacBook Air, 2 hafta sonra 1799 dolardan başlayan fiyatlarla ABD'de satışa sunulacak.

Macintosh İçin Office 2008 Piyasada


Windows temelli Microsoft Office 2007'nin Macintosh için hazırlanan sürümü Office 2008, bugün bütün dünyada aynı anda piyasaya sürüldü. Microsoft Türkiye'den yapılan yazılı açıklamada, hem yeni başlayan hem de daha güçlü uygulamalarla sonuçlar elde etmek isteyen ileri düzeyde kullanıcılara yönelik yeni uygulamalar getiren Office 2008'in, ayrıca Ev ve Öğrenci (Home and Student) ile Macintosh Özel Medya (Special Media) sürümleri de bulunduğu bildirildi.

Açıklamada, yeni Office 2008'in en önemli özelliklerinden birinin de iPod ile görüntü ve ses dosyalarının paylaşımını kolaylaştırması olduğu kaydedildi.

Macintosh için Office 2008'in eski dosya tipleri ile de uyumlu olduğu, bu sayede kullanıcıların .doc, .xls, ve .ppt formatları ile çalışmaya devam edebilecekleri, yenilenmiş Office 2008'in, aynı zamanda hem Intel, hem de Power PC Macintoshlar üzerinde çalışabildiği belirtildi.

15 Ocak 2008 Salı

Robin Hood Hacker da Gördük!


Geçtiğimiz günlerde sanal dünyada eşine zor rastlanacak bir olay yaşandı. SuperTorrents adlı torrent sitesi, üyelerinden topladığı bağışları bilgisayar korsanına kaptırdı.

Korsan, önce Torrent sitesinin yöneticisinin bilgilerini ele geçirerek sisteme giriş yaptı. Ardından, kurbanın E-posta parolasına da ulaşarak gelen mailleri karıştıran ve Torrent sitesinin üyelerinden topladığı yardım paralarının hangi hesaba yattığını tüm detaylarıyla öğrenen hacker, en son aşamaya geçti.

Hesapta bulunan tüm parayı bir yardım kuruluşuna bağışlayan korsan, sanal alemde eşine zor rastlanacak bir olaya imza atmış oldu. Hacker'ın bu hareketi aklımıza, zenginden alıp fakire vermesiyle tanınan Robin Hood örneğini getiriyor.

BigSoft'tan Matematik Öğreten Program


BigSoft, İlköğretim 2. kademe öğrencileri için hazırlandığı "Matematik" isimli eğitim programını satışa sundu. Sınavlara hazırlanan öğrencilerin zamanı en iyi şekilde kullanarak konuları uzun anlatımlar yerine üniteleri formül ve örneklerle anlatılacak şekilde tasarlandı. BigSoft Matematik programı KDV dahil 20 YTL'den satılıyor.

Programda neler var?

BigSoft Matematik programında tüm konular uzun uzun anlatımlarla değil, formül ve örneklerle açıklanıyor. OKS ve yıl sonu bitirme sınavlarına hazırlanan tüm ilköğretim 2.kademe öğrencileri için pratik bir kaynak olan Matematik programında 16 ünite, 191 konu başlığı, 300 örnek problem bulunuyor.

20 Kiloyu 2 Kilo Hissedin!


Teknoloji Enstitüsü (MIT) araşltırmacılarının “dış-iskeletli sırt çantası” adını verdikleri aygıtı geliştirmelerindeki birincil neden askerlerin ve ağır ekipman taşımak zorunda olanların yükünü hafifletmektir; Ama daha sonrada sıradan insanların hizmetine sürüleceği söyleniyor.

Dünyanın ilk robot-bileği

MIT ekibinin bundan önceki başarısı geçtiğimiz yazın başllarında duyurulan ve ayak ya da bacakları ampute edilenler için geliştirdikleri dünyanın ilk robot-bileği olmuştur. Bu seferki aygıtın özellözelliği ise, oldukça yüklü bir sırt çantasının ağırlığının çoğunu destekleyerek, bu ağırlığı da doğrudan yere vermesi. Bu, doğal olarak sırtın üzerindeki yükü büyük ölçüde hafifleterek bacak ve sırtta oluşalabilecek hasarların da önüne geçiyor.

40 kg’lik bir yükü % 80 oranında hafifletecek

MIT araştırmacıları, geliştirdikleri aygıtın yaklaşık 40 kg’lik bir yükü % 80 oranında hafifletebildiğini söylüyorlar. Ancak bir pürüz de yok değil: Aygıt, şimdiki haliyle onu kullanan kiişinin doğal yürüyüş biçimini bozuyor. Dış iskeletli sırt çantası, ayaklarınızı içine yerleştirebileceğiniz bir çift bot ve bunlara tutturulmuş, ayaklardan sırttaki çantaya kadar uzanan bir dizi tüpten oluşuyor. Düzeneğin amacı, ağırlığı yere iletmek. Eklem bölgelerindeki yaylarsa yürümeyi kolaylaştırma amaçı.

1 Watt gibi düşük bir güç ile çallışabiliyor

Önemli bir özelliği de 1 Watt gibi düşük bir güç girdisiyle çallışlabiliyor olması. Benzeri düzenekler daha önce de geliştirilmiş olmakla birlikte, bunlar benzin moturuyla sağlanan, yaklaşık 3000 Watt güçle çalıştırılabiliyor.

Tüm bu olumlu özelliklerine karşın, yapılan test ve ölçümler dış-iskeletin küçük bir kusurunu daha ortaya koymuş. Kullanan kişi, taşıdığı ağırlık azalmış olsa da, bozulan yürüme biçiminden dolay› harcadığı enerjiye karışıklık, normalden % 10 daha fazla oksijen tüketmek zorunda.

Ancak araştırrmacılar, tasarımı yeniden gözden geçirerek bu sorunun üstesinden gelebilecekleri, insan yürüyüşüne daha uyumlu bir dış-iskelet oluşturmanın mümkün olduğu görüşündeler. Nihai hedefleri, bunları nefes nefese kalmadan koşmaya da olanak verecek duruma getirip genel kullanıma sokmak.

'Örümcek Adam' Olmak Artık Zor Değil


Nesneleri görünmez yapmaya, bükülebilen elektronik ürünler kullanmaya, çok daha yüksek kapasiteli ama minicik flaş bellekler kullanmaya, duvarlara tırmanmaya hazır mısınız?

Nanoteknolojinin gösterdiği çok hızlı gelişim 2008 yılında birçok yeniliği müjdeliyor.

Nano kablolar ve karbon nanotüpler, artık yeni değerler üretiyor ve enerji depolayabiliyor. Araştırmacılar nano kabloların elektriği titreşime çevirdiğini gösteriyor. Diğer nano kablolar da ışıktan güç üretebilecek.

Karbon nanotüpler, ucuz güneş pili materyallerinden daha fazla güç elde etmek için faydalı olabilecek.

Nanoteknoloji pillerdeki büyük gelişmede de etkili. MIT araştırmacıları fonksiyonel materyallerle kaplanmış fiber teller yapıyorlar. Fiber teller güneşten enerji toplayıp, elektriğe çevirip, kullanılana kadar depolayabilecek.

İşte nanoteknolojinin 2008'de üstünde çalıştığı konular:

-Nesneleri görünmez yapmak: Şimdilik teori aşamasında. Işıkla sıradışı yollarla etkileşim geçiren materyaller yoluyla nesnelerin görünmez olabileceği teorik olarak imkânsız değil. 2008'in bu konularda pratik olarak denemelerin geçeceği bir yıl olması bekleniyor.

-Esnek, hareket kabiliyeti yüksek, bükülebilir elektronik ürünler: Bir firma bükülebilir monitör cihazı projesini hazırladı, yakın bir zamanda tanıtımını yapıp piyasaya sürmesi bekleniyor.

-Daha da ince bellekler: Daha ucuz, daha hızlı ve çok daha yüksek kapasiteli sabit diskler ve flaş bellekler

-Yapışkan materyaller: Üstünde çalışılan bu materyallerle bir kertenkele gibi duvarda yürümek mümkün olabilecek.

-Koruyucu materyaller: Ocakta bir şey pişirirken yağ sıçramasına engel olacak bir çalışmanın yanı sıra pencerelerinizin yağ ve dumandan etkilenmesini engelleyecek transparan koruyucular da pek yakında hayatımıza girecek.

Toyota'dan 'Yeşil Araç' Projeleri


Japon otomobil üreticisi Toyota, ABD'nin Detroit kentindeki otomobil fuarında, aralarında elektrikli bir otomobil ile temiz dizelle çalışan bir pikabın bulunduğu 2010'a kadar piyasaya çıkarmaya hazırlandığı yeşil araç projelerini açıkladı.

Toyota'nın Başkanı Katsuaki Watanabe, 2010'a kadar aralarında ABD'nin de bulunduğu geniş bir tüketici kitlesine "iyon-lityum" bataryası ile çalışan araçlar satmayı planladıklarını belirtti.

Watanabe, bunun için melez (hibrid) motorlu ve yakıt pili ile çalışan araçlar üzerindeki ar-ge çalışmalarını yoğunlaştırmayı öngördüklerini, bu amaçla Japon elektronik grubu Panasonic ile varolan ortaklıklarını genişlettiklerini söyledi.

Kasım'da hibrid motorlu Prius'un elektrik prizinden yeniden şarj edilebilir hale getirilmesi için çalışmalar başlattıklarını belirten Watanabe, Californiya'nın Berkeley ve Irvine üniversitelerinde yürütülen bu denemelerde, bu araçların günlük yaşamda kullanımının değerlendirildiğini kaydetti.

Toyota'nın bu alanda emsal teşkil eden melez motorlu modeli Prius nikel temelli batarya ile çalışıyor. İyon-lityumlu bataryalar ise elektrik prizinden şarj olabiliyor.

Toyota'nın ABD'deki en büyük rakibi General Motors da geçen yılki fuarda tanıttığı iyon-lityum bataryalı Chey Volt konseptini bu yıl yeniden sundu. GM de bu aracı 2010'da seri olarak üretmek istiyor.

Toyota'nın başkanı ayrıca yakın gelecekte, Tundra model pikap ve Sequoia model 4X4'ün yeni kuşak temiz dizel ile çalışan modellerinin piyasaya çıkarılacağını ifade ederek, bunun yanı sıra gelecek yılki fuarda birisi Toyata diğeri Lexus olmak üzere iki tamamen yeni hibrid modelin lansmanını yapacaklarını söyledi.

Watanabe, bu modellerle birlikte 2020'nin sonuna kadar yılda bir milyon melez motorlu araç satma hedeflerine yaklaşmış olacaklarını da sözlerine ekledi.

Toyota, fuarda yine melez motorlu araçlar segmentinde küçük pikap isteyen tüketicilere hatip edecek 4X4 A-BAT'ın hibrid ve kompakt modelinin prototipini tanıttı.

İnternette Sanal Vasiyet


İnternet üzerinden vasiyet hizmeti veren bir site, ölen üyenin bıraktığı vasiyeti yakınlarına iletiyor. İSTANBUL - “Yazın vasiyetinizi, siz ölene kadar saklı kalsın, öldüğünüzde sevdiklerinize ulaştırılsın, hatıranız sonsuza dek yaşasın” sloganıyla faaliyete geçen “www.evasiyet.com” adlı internet sitesi, üyelerine vasiyetlerini hazırlayarak sanal ortamda saklama imkanı sunuyor.

Hazırlanan vasiyet, kişinin ölümü halinde önceden isimlerini ve e-postalarını bildirdiği yakınlarına gönderiliyor.

Site yöneticisinin sayfadaki bilgi yazısında, dünyada yaşayan 6 milyardan fazla insanın tek ortak noktasının ölüm olduğu hatırlatılarak, “Ya birdenbire ölüm bize gelir ve o çok isteyip de yapamadığımız şeyler yarım kalırsa” ifadesi kullanılıyor.

Yazıda, sitenin amacı, “Birilerine söylemek isteyip de söyleyemediğimiz, uygun bir zamanı beklediğimiz o kadar çok düşüncemiz var ki... Sizi sevenlere söylemek isteyip de söyleyemediklerinizi, öldükten sonra nasıl hatırlanmak istediğinizi, yaşarken neler hissettiğinizi, içinizde kalan her şeyi saklayabileceğiniz ve siz öldükten sonra otomatik olarak yayınlanacak olan elektronik vasiyetinize yazabilirsiniz” şeklinde özetleniyor.

Uygulamaya göre, kişinin vasiyeti sadece o öldükten sonra yayınlanıyor. Kişi hayattayken izin vermediği sürece vasiyetini kimse okuyamıyor. Ancak üye, internetteki başka bir kişisel sayfasında vasiyet sayfasına link vererek herkesin vasiyetini bilmesini de sağlayabiliyor. Sitede, eş, aile, çocuklar, torunlar gibi kişi ya da kişi gruplarına ayrı ayrı vasiyetler düzenlenebiliyor.

Üye, siteye her giriş yaptığında hayatta olduğu algılanıyor. Üye olurken verilen e-posta adresine de her ay başında bir kontrol e-postası gönderiliyor. Bu e-postadaki “hayattayım” linkine tıklayan üye, yaşadığını siteye bildiriyor.

Kişinin yakınlarının, gazetede çıkan ölüm ilanını tarayarak siteye e-posta yoluyla iletmeleri halinde de üyenin ölümü onaylanıyor. Ayrıca, 3 ay boyunca siteye hiç giriş yapmayan ve kontrol e-postalarına cevap vermeyen üyeler ise ölmüş var sayılıyor. Bu üyenin hesabı kapatılıyor ve bundan sonra o üyenin adı ve şifresiyle yeni veri girişi engellenmiş oluyor.

Üyenin ölümü site tarafından onaylandığı andan itibaren üye profilinde ve siteye kaydettiği içeriklerde gizli tutulan kısımlar yayına açılıyor.

Kişinin vasiyeti ya da vasiyetleri sitede yayınlanmaya başlarken, ayrıca ölmeden önce verdiği ve vasiyetin gitmesini istediği adreslere de e-postayla ulaştırılıyor.

Öte yandan, sitenin giriş sayfasında, “vasiyet yazın”, “vasiyet okuyun”, “yorum yapın” bölümlerinin yanı sıra, “Bugün ölenler”, “Bu ay ölenler”, “ölüm ilanları” bölümleri de bulunuyor.

Sitede, eşine, ailesine vasiyet yazan üyelerin yanı sıra hamileyken henüz doğmayan bebeğine duygularını yazan anneler, vasiyetlerinde kırgın oldukları dostlarına yönelik sitem dolu cümlelere yer veren üyeler de yer alıyor.

Site yöneticileri, 3 Aralık 2007 tarihinde açılan siteyi bir aylık dönemde yaklaşık 10 bin kişinin ziyaret ettiğini bildirdiler.

İnternet Öğrenciyi Aptallaştırıyor


Uzmanlar ‘Bilgi için ‘google’a bakmak sürekli hamburger yemek kadar tehlikeli’ diyor. İngiltere'de Brighton Üniversitesi’nde başlayan bir tartışma çağımıza damgasını vuran ‘google’ arama motorunu hedef alıyor.

Uzmanlara göre bilgiye ‘google’ yoluyla ulaşmak tıpkı fast food yemeklerle atıştırmak ya da beyaz ekmek yemek gibi. Medya uzmanı Tara Brabazon yaptığı çalışma üzerine bütün öğretmenleri ve profesörleri öğrencilerinin google kullanması konusunda uyaracağını söyledi. Çünkü Brabazon’a göre, yeni nesil öğrenciler bilgiyi nereden geldiğini bilmeden ve üzerinde düşünmeden kullanıyorlar. Bu da, onların beyinsel faaliyetlerini ve düşünme kapasitelerini köreltiyor.

Brabazon, kendi öğrencilerine okuldaki ilk yıllarında google ve wikipedia’yı kullanmayı yasakladığını belirtiyor. Uzman ‘Öğrenciler bilgi çağında yaşıyorlar, ancak doğru bilgiden yoksunlar’ şeklinde konuştu.

Microsoft'a İki Yeni Soruşturma


AB, pazardaki hakim durumunu kullanarak internet tarayıcısı (Internet Explorer) ve ofis yazılımlarıyla rekabeti ihlal ettiği şikayeti üzerine yazılım devi Microsoft hakkında iki yeni soruşturma başlattı.

AB Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, Microsoft'un Windows işletim sistemine entegrasyon konusunda rakip yazılım şirketlerine bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin ve farklı yazılım olan internet tarayıcısını işletim sistemine bağlayıp bağlamadığının soruşturulacağı belirtildi.

Norveç merkezli internet tarayıcısı yazılımı şirketi Opera, Microsoft'un Internet Explorer yazılımını Windows işletim sisteminden ayırmayarak pazar hakimiyetini kötüye kullandığı ve standartlara uymayarak rakip yazılımların Windows'la uyumlu çalışmasını zorlaştırdığı şikayetiyle geçen ay AB Komisyonu'na başvurmuştu.

Rekabeti ihlal ettiği gerekçesiyle daha önce Microsoft'u, toplamda milyarlarca avroyu bulacak ucu açık rekor para cezasına çarptıran AB Komisyonu'nun soruşturmalarına IBM ve Oracle gibi bilişim devleri de destek veriyor.

AyBEROZ

AyBEROZ
Alışverişin en güzeli