22 Eylül 2007 Cumartesi

Çocuğumuzu fotoğrafta büyütüyoruz


Dört tarafımızın daha çok fotoğraf çekmeyi sağlayan araçlar ile donatıldığı günümüzde, çocuğumuzun her anını yakalayacağız diye, anı ıskalamıyor muyuz?

Elektronik cihaza sahip olma ve bu cihazlar ile elde edilen içeriğin daha kolay ve hızlı şekilde saklanabilmesi, geçmişten gelen kimi kısıtlı alışkanlıklarımızı daha geniş şekilde yaşayabilmemize olanak sağlıyor.

Bu yöndeki değişimlerden biri de, çoçuklarımızın büyürken fotoğrafını çekip, bu fotoğrafları anı olarak saklama alışkanlığımızda kendini gösteriyor. Geçmişte, bu tip iyi niyetli geleceğe yönelik çabalar, meraklıları tarafından, genellikle yurtdışından getirilen fotoğraf makineleri ile gerçekleştirilmeye çalışılsa da, içeriğin saklanması için gerekli ortamın kısıtlı oluşu, yine de parmağın deklanşör üzerindeki son hareketini titrekleştiriyordu.

Öyle ya, fotoğraf makinesinin içindeki film olduğu için, akla estiği zaman basılamıyordu deklanşöre.Çünkü fotoğraf çekildiğinde şimdi olduğu gibi "Yok, bu olmamış, silip yenisini çekeyim" deme lüksümüz pek bulunmuyordu. Hal böyle olunca, ince elenip sık dokunmak durumundaydı pozlama anları. Bu da ne yazık ki, hevesle başlanan çocuğun büyüme sürecini fotoğrafa dökme çabasını, sonunda, arasında uzun zaman aralıklarının bulunduğu resimlerin toplandığı bir albüm olarak nihayete erdiriyordu.

Şimdi dijital kameralar, bellek kartları, sabit diskler , CD ve DVD'ler ile yakında HD formatında kayıt yapılan ortamların yaygınlaşması artık bu hevesin daha yoğun şekilde yaşanmasınına olanak tanıyor. Önceden parmakla gösterilecek kadar az olan bu albümlerin sayısı, artık anne babanın ikinci işi haline gelmiş gibi zaman alabiliyor. Ebeveynler, amatör fotoğrafçılık hobileri ile de birleştirip, çocuklarını küçük yaşta objektif ve flaşlara hazırlarken, bu gidişat akıla biri maddi diğeri ise manevi iki soruyu getiriyor.

Sorulardan maddi olanı, artan şekilde elde edilen fotoğraf içeriğinin saklanması ve gelecek nesillere aktarılması ile ilgili. Parmakta nasırlaşmaya neden olabilecek kadar fazla fotoğraf çekmeye imkan tanıyan araçlar ile elde ettiğimiz içeriği nerede ve nasıl saklıyoruz. Düşünün ki; tüm fotoğraf içeriğiniz, bilgisayarınızın sabit diskinde duruyor ve günün birinde sabit disk kurtarılamayacak şekilde çöküyor. Ya da, CD şeklinde sakladığınız arşiviniz, günün birinde bu formatın desteğinin ortadan kalkması ile yetim kalıyor.

Geçmişi, eski teknolojisinden dolayı çoğu zaman küçümsememize rağmen, 1900'lü yılların başında çekilen bir fotoğrafa hala bakabildiğimiz gerçeğini yadsıyabilir miyiz? Acaba, şimdi sahip olduğumuz teknoloji bize 100 yıl sonra yetecek mi? Büyük, büyük torun dedesinin bebeklik fotoğraflarına sayısal ortamda bakabilecek mi? Sorular artırılabilir. Eğer bu mümkün olursa, çok güzel olur, ya olmazsa? O zaman çocuğumuzun en güzel pozunu yakalayacağız diye harcadığımız zamanı, çocuğumuz ile o anı yaşayarak geçirseydik deme ihtimalimiz ortaya çıkmaz mı? İşte sorulardan daha manevi olanı bu noktada akıla geliyor.

Sayısal fotoğrafçılık ile imkanlar çok artarken, bu aynı zamanda anı ölümsüzleştirmek için, anı yaşamayı ıskalamayı da beraberinde getiriyor mu? Çoçuğumun her gülüşünü yakalamalıyım, ilk kız arkadaşı ile öpüşmesini her açıdan çekmeliyim telaşı, koltuğun kenarına kafasına çarpma anı, ya da deniz kenarında binlerce resmi olmalı gibi düşünceler acaba bizi biraz da çocuğumuzu vizör aracılığı ile sevmeye itmiyor mu? Hatta bu sevdayı bazen aşırıya kaçırıp, çocuğa söylenen komutlara döndürdüğümüz olmuyor mu?

Elbette, objektifin diğer tarafındaki ufaklık için herşey ilk başlangıçta ilgi odağı olmadan dolayı iyi gitse de; bu eğlencenin aşırıya kaçması çocukta da bıkkınlığa yol açma tehlikesinin ortaya çıkma riskini de taşıyor. Hal böyle olunca; albüm oluşturmak için bu kadar elverişli bir ortamda, her anı ölümsüzleştirip, geleceğe taşıma modelinden ziyade; denk zaman aralıklarında, farklı ya da aynı ortamlarda çekilmiş fotoğrafların biraraya getirilip, her ihtimale karşı kağıda basıldığı yöntem, hem vizörün önündeki hem de arkasındaki kişi için iyi bir yöntem olabilir.

Emel Kaplangil

Hiç yorum yok:

AyBEROZ

AyBEROZ
Alışverişin en güzeli