31 Temmuz 2007 Salı

Yeni bir biyonik el piyasaya çıktı


Normal bir elden beklenen pek çok hareket biyonik elden de sağlanıyor. Yeni üründen en çok Irak ve Afganistan’daki savaşlarda kollarını kaybeden ABD askerlerinin faydalanacağı düşünülüyor.Irak ve Afganistan’daki çatışmalar sırasında kollarını kaybeden amerikan askerleri için yeni bir umut doğdu.ABD’de piyasaya sürülen yeni bir biyonek el bu alandaki eksikliği giderecek türden.Biyonik eli daha önce piyasaya çıkan benzerlerinden ayıran en önemli özellik cisimleri kavrayabilmesi. Bu sayede normal bir elden beklenebilecek pek çok hareket yeni biyonik elden de sağlanıyor.

2005’de Irak’ta bir patlama sonucu sol kolunu kaybeden ABD’li asker Juan Arredondo da yeni üründen memnun olanlardan:

“Doğal hareketleri yaparken; kalem almak, küçük cisimleri kaldırmak gibi parmakları oynatabiliyorum, eli olan biri için bunlar normal ama benim elim yoktu ve şimdi bu hareketleri yapabilen bir el var.”

Motorola geleceğe şimdiden hazır


Motorola, Çırağan'da düzenlediği MOTOROLA KESİNTİSİZ İLETİŞİM SEMİNERİ 2007'de katılımcılara kurumsal mobilite, WiMAX, Mesh, IPTV gibi teknolojileri tanıttı. Geleceğin teknolojilerinin hayatı nasıl değiştireceğini gösteren bir dizi örnek uygulamanın da sunulduğu seminerde Motorola, "Kesintisiz İletişim" vizyonu sayesinde geleceğe şimdiden hazır olduğunu gösterdi.Kablosuz iletişimin dünya lideri Motorola, Çırağan Palace Kempinski'de gerçekleşen KESİNTİSİZ İLETİŞİM SEMİNERİ 2007'ye ev sahipliği yaptı. Motorola'nın "Kesintisiz İletişim" vizyonunu ve mobil iletişime yönelik yatırımlarını göz önüne seren seminer, Türkiye'de telekom sektörü, operatörler ve servis sağlayıcılara yönelik, geleceğin iletişim teknolojilerinin anlatıldığı ve uygulama örneklerine yer verilen en kapsamlı etkinliklerden biri olma özelliği taşıyor.
MOTOROLA KESİNTİSİZ İLETİŞİM SEMİNERİ 2007'de, Motorola'nın kablosuz geniş bant çözümleri için geliştirdiği ve mobil uygulamalar için uygun maliyetlerle kablosuz bağlantı olanağı sunan MOTOwi4 portföyü, şirketlere kablosuz mobil iş çözümleri sunan kurumsal mobilite uygulamaları ve ev çözümleri anlatıldı. Türkiye'nin önde gelen mobil operatörleri ve servis sağlayıcılarının katıldığı seminerde kurumsal mobilite, HSDPA, mesh ve IPTV başta olmak üzere yeni teknolojilerin demoları yapıldı. Seminerde ayrıca Motorola'nın ekonomi, verimlilik, stil ve müzik konseptleri temelinde geliştirilen yeni mobil iletişim araçları portföyü tanıtıldı. Katılımcılar, verimlilik konseptinde MOTO Q ve MOTO Q9, stil ve tasarım açısından efsaneleşen RAZR'ın yeni versiyonu MOTORAZR 2 V8, mobil müzik deneyiminde gelinen son noktayı temsil eden ROKR serisinden yeni MOTOROKR S9 kablosuz stereo Bluetooth kulaklık ve MOTOROKR Z6 gibi cep telefonları ile ilk kez tanışma fırsatı buldu.

MacBook Pro'lar güncellendi



Yeni MacBook Pro'larda Intel Core 2 Duo işlemciler, 4GB'a kadar bellek arttırımı imkanı, daha yüksek grafik performansı ve daha yeşil bir dünya için civa içermeyen LED ekranlar bulunuyor.Apple, MacBook Pro taşınabilir bilgisayarlarını en yeni Intel Core 2 duo işlemcilerle güncelledi. MacBook Pro'ların belleği artık 4GB'a kadar arttırılabiliyor. MacBook Pro'lar, 1 inç kalınlığında alüminyumdan yapılmış, hafif ve etkileyici bir yüzeye ve hızlı grafik işlemcilere sahip. Civa içermeyen, güç tasarrufu sağlayan arkadan aydınlatmalı LED ekran bulan 15 inçlik modelleri ve isteğe bağlı yüksek çözünürlükte ekrana sahip 17 inçlik modeliyle yeni MacBook Pro'lar satışa sunuldu.
Bütün modeller, video konferans için dahili iSight video kameraya ve herhangi bir zorlama söz konusu olduğunda güvenli şekilde bağlantıyı kesen Apple'ın MagSafe Güç Adaptörüne sahip. Bunun yanında 802.11g'ye göre 5 kata kadar performans ve 2 kata varan oranda menzil sağlayan dahili 802.11n kablosuz bağlantı içeriyor.
Apple'ın dünya çapındaki ürün pazarlamasından sorumlu olan üst düzey başkan yardımcısı Philip Schiller ürün ile ilgili olarak "Mac Book Pro, çift çekirdekli Intel Core işlemci performansı, daha fazla bellek ve teknolojik açıdan en ileri düzeydeki grafik kartı sayesinde, kreatif ve profesyonel kullanıcılar için adeta taşınabilir bir güç kaynağı. Ayrıca Apple, dahili 802.11g ve MagSafe Güç bağdaştırıcı gibi özelliklerle yeni fikirler ortaya koyarak sektöre yön verirken şimdi de ekranlarda civa kullanımını tamamen kaldırarak endüstrinin ilk 15 inç'lik arkadan aydınlatmalı LED ekranını üreterek önemli bir adım atıyor." dedi.
MacBook Pro'ların tüm modelleri, 4 MB paylaşımlı L2 ön bellek, 800 MHz veri yolu ve 2GB 667 MHz DDR2 SDRAM bellek ile Core Duo işlemcili orijinal MacBook Pro'dan yüzde 50 daha hızlı olarak Final Cut Pro 6 ve Logic Pro 7 gibi profesyonel uygulamaları çalıştırabiliyor. Ayrıca her MacBook Pro'da bulunan, animasyon için daha gerçekçi grafikler sunan, gelişmiş NVIDIA GeForce 8600M GT grafik kartları Core Duo işlemcili orijinal MacBook Pro'lardan yüzde elli daha fazla hız sunuyor.
MacBook Pro'nun hafif bir alüminyum kasası sadece 1 inç kalınlığında ve 3 modeli bulunuyor. 2.2 GHz ve 2.4 GHz 15inç'lik MacBook Pro ve 2.4 GHz 17inç'lik MacBook Pro. Güç tasarrufu sağlayan yeni arkadan aydınlatmalı LED ekrana sahip olan yeni 15inç'lik MacBook Pro modelleri, ürünlerinde civa kullanımını ortadan kaldırmak isteyen Apple'ın, arkadan aydınlatmalı LED ekranlara geçen ilk taşınabilir bilgisayarlardır. 17 inç'lik model ise standart 1680x1050 çözünürlüğe sahip ekrandan, yüzde 30 daha fazla ekran çözünürlüğü sağlayarak, 1920x1200 yüksek çözünürlüğe sahip yeni bir isteğe bağlı ekran sunmaktadır.
Bunların yanısıra her MacBook Pro, yüksek hızda ağ bağlantısı için dahili 10/100/1000 BASE-T Gigabit Ethernet, Bluetooth 2.0+EDR, birer adet FireWire 800 ve FireWire 400 kapısı, arkadan aydınlatmalı klavye, ExpressCard/34 genişleme kartı yuvası ve 30 inç Apple Cinema HD ekrana bağlamak için DVI video çıkışına sahiptir.
MacBook Pro ile birlikte, Apple'ın iPhoto, iMovie HD, iDVD, GarageBand ve iWeb programlarından oluşan ödüllü dijital yaşam paketi iLife'06; ve ayrıca Safari, Mail, iCal, iChat AV, Front Row ve Photo Booth programlarını da içeren dünyanın en gelişmiş işletim sistemi Mac OS X'in en son sürümü olan 10.4.9 Tiger gelmektedir.

Kalp krizini haber veren kolye


Uluslararası Elektrokardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Görenek, hastaların yanlarında taşıyabilecekleri kolye şeklindeki küçük cihazlarla kalp çarpıntısı sırasındaki EKG’lerini hekimlerinin bilgisayarlarına ulaştırmalarının mümkün olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Görenek, özellikle kalp çarpıntısı yakınması olan hastaların her çapıntıları olduğunda hastaneye ya da hekime ulaşmasının gerekli olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Bu sistemde hekim bir cep telefonu mesajıyla uyarılıyor. Bilgisayarında hastanın yolladığı EKG’yi görüyor. Daha sonra da hastasını arayan hekim, hemen hastaneye gitmesini ya da telaş etmemesini söylüyor.”
changeTarget(document.getElementById("news_content"))

Şehiriçi Görüşme Özel Sektöre Açılıyor


Hareketli günler geçiren Başbakanlık'ta bu sefer bizleri sevindirecek bir karar bekliyor. Özel sektöre açılmasına karar verilen şehiriçi telefon işletmeciliği ile ilgili karar Başbakanlığa gönderildi. Bu sayede şu anda TürkTelekom'un tekelinde bulunanan telefon görüşmeciliğinde rekabet ortamı oluşacak.

Telekomünikasyon Kurulu, il içi telefon işletmeciliğinin özel sektöre açılması konusunu istişare ederek karara bağladı. Telekomünikasyon Kurumu yetkililerinden alınan bilgiye göre, Başbakanlığa gönderilen ve sektörün özel işletmecilere açılmasına ilişkin karar rekabet ortamını oluşturacak. Bakanlar Kurulunca belirlenecek asgari lisans bedelleri ile sektöre hareketlilik getirecek karar tüketiciye de oluşacak rekaber ortamından "ucuz görüşme" olarak dönecek.

Sony, HD video walkman'ını duyurdu


Uğraşabileceğiniz bir oyuncak daha geldi: Sony ilk taşınabilir HD video oynatıcısını duyurdu.GV-HD700E HD'nin Avrupa'da bu eylül piyasaya sürülmesi planlanmış. Bu yeni oyuncak kullanıcılara 1.2 mega piksel ve 7" boyutundaki ekranında (16:9 formatında, 800 x 480 piksel) HD videoları oynatma ve 1080i kalitesinde HD video kaydı yapma imkanı verecek. Desteklenen medya biçimleri: HDV, DV SP ve DV LP.

Özelliklerinin arasında Firewire, video, ses ve S-Video girişleri var. Çıkış olarak ise HDMI, Firewire, HD ve SD bileşeni, video, ses, S-Video ve aynı zamanda USB ve hafıza kartı okuyucu mevcut.

YouTube'a Filtre Geliyor


Telif hakkı sahipleriyle başı dertte olan YouTube, yakında videoları tarayıp yasal olmayanlarını kaldıracak bir sisteme geçecek.YouTube için çalışan bir avukatın söylediğine göre, video paylaşım sitesi yakında FBI'ın da kullandığı bir yönteme dayanan video tanıma sistemini devreye sokacak. Telif hakkı sahipleriyle işbirliği yapılarak yayınlanması yasal olmayan içerik veritabanı oluşturulacak. Daha sonra siteye yüklenen videolar birkaç dakika içinde bu veritabanıyla karşılaştırılıp telif haklarını ihlal edip etmediği belirlenecek. İçerik sahipleri YouTube'a videolarından bölümler göndererek bu veritabanının oluşturulmasından sorumlu olacaklar.


Yeterli Olur mu?


YouTube'un bu adımı hoş karşılansa da, kimilerine göre geç kalan bir hamle. Bu filtrelemenin sonbahara hazır olacağı tahmin ediliyor. YouTube, şu anda da telif hakkı sahipleriyle işbirliği yaparak izinsiz eklenen içeriğin kaldırılması isteklerine cevap veriyor.

GPS'li akıllı telefon; Samsung i550


Samsung'un Symbian işletim sistemli cep telefonu i550 Smartphone, GPS özelliğinin yanında 3G, HSDPA bağlantı ve 3.2 megapiksel kamerası ile dikkat çekiyor.Samsung’un Symbian işletim sistemine sahip yeni cep telefonu i550 Smartphone, firmanın, GPS özelliğine sahip 3G destekli ilk telefonu.
Ayrıca, Samsung’un ilk bar tipi Symbian telefonu olan i550 Smartphone, 3.6 Mbps HSDPA hızlı internet bağlantı desteğine sahip. Symbian OS S60 arayüzüyle çalışan telefonun, 2.6 inç büyüklüğünde ekranı bulunuyor.
Multimedya özellikleriyle de ön plana çıkan Samsung i550, otofokus ve flaş özellikli 3.2 megapiksel kamera ve FM radyoya sahip. Ürünün 128 MB RAM, 150 MB ROM hafızasını ise microSD kartla artırabilmek mümkün. MicroUSB ve 3.5mm kulaklık girişi bulunan cihazın ebatları ise 115x53x13.8 (mm). Samsung i550'nin çıkış tarihi ve fiyatı belli değil.

30 Temmuz 2007 Pazartesi

Microsoft'un huysuz kadını: Vista Ultimate



YAZILIM HABERLERİ

Güzelliğine aldanıp peşinden gidenlere maddi manevi çektirmediğini bırakmayan Vista Ultimate'ın arkasına tekmeyi vurma zamanı geldi.Vista Ultimate... Orhan Pamuk kalemle değil de bilgisayarla yazsa, bir romanına şöyle başlayabilirdi: Bir gün bir işletim sistemi upgrade ettim ve hayatım değişti. Ya da fırsat varken ben yapayım.
Olaylar, Microsoft'taki arkadaşların denemem için Vista Ultimate göndermesiyle başladı. İki ay kadar bunu hakkıyla çalıştıracak bir bilgisayar bulmak ve satın almak için uğraştım. Sonunda üzerinde yazılı konfigürasyonunda 2.0 MHz işlemci ve 2 GB sistem belleği olan iki bilgisayar arasında gitmeye başladım. İkisi de T7200 platformunda çalışıyordu ki, bunun T5500'e tercih edilmesi 100 dolar anlamına geliyordu.
Bunlardan biri, kullanmaya alışık olduğum HP'nin Pavilion DV6299EA'sı ve diğeri de Toshiba'nın A200-1BP'siydi. Çok fazla bir yeni oyun fatihi olma beklentim olmadığı için, her ikisinde de DirectX 10 desteği bulunmamasına takılmadım.Yine de görsel performansı düşünerek Toshiba'yı tercih ettim çünkü bunun 256 MB grafik kartı, Turbocache özelliği sayesinde 527 MB belleğe sahipmiş gibi çalışabiliyordu. Böylece Bimeks'e kredi kartımı verdim, yeni dizüstü bilgisayarımı aldım.
Ekranı çalışmayan ilk A200'ümü ertesi gün hiçbir zorlukla karşılaşmadan değiştirebilmem, bozulabilecek moralimi ayakta tuttu. Vista Home Premium yüklü gelen bilgisayarla yaşamaya başladıktan sonra bu tablo bütünüyle değişti. Üzerinde yüklü işletim sistemi 32 bit olan bilgisayara ben de Vista Ultimate'in 32 bitlik versiyonunu upgrade olarak yüklemeye karar verdim.
DVD'yi taktım ve belirttiğim seçimlerimi yaparak yüklemeye başladım. Yükleme işlemi bana fazla gerek olmadan tereyağından kıl çeker gibi gerçekleşince, "bunu kuramayanlar salak olsa gerek" sözleri ister istemez ağzımdan çıktı. O sözün bumerang etkisi ile "sensin salak" diye bana dönmesi beş dakika sürmedi.
Dosya transferini ağ üzerinden yapayım diyerek ağı açmaya çalıştım ama bunun için oluşturulmuş kısayol tuşunda (Fn+F8) tık yoktu. Hızlı başlangıç kitapçığının artık bir anlamı kalmadığını hemen anladım. Ağı açmayı başarmam da para etmedi; XP ile Vista arasında dosya transferi için Bluetooth dahil hiçbir yol bulamadım; gün akşam oldu. Bu arada Fn+ kısayollarının tümünün ortadan kalktığını da öğrendim.
5 GB kapasiteli iRiver MP3-çalarımla kova ile su taşır gibi dosyalarımı aktardım. Film, müzik, vb. yeni taşınılmış evin salonu gibi yığıldı bilgisayarın masaüstüne. Hadi onlarla uğraşmayayım, şu 1.3 megapiksel kamera ile neler yapılıyormuş bakayım, dedim. Kameraya tıkladım, ekran açıldı ama ben yokum.
Girdim internete, bütün Avrupa kan ağlıyor. Çünkü Toshiba'nın Tayvanlı bir firmadan aldığı bu kameraların sürücüsü yok. İş felsefi tartışmaya sardırmış; Vista Ultimate'ı düz mü yüklediniz, yoksa upgrade mi tarzında gidiyor; ne fark eder ki tarzında kıvrılıyor; ve bari çıktığında haberimiz olsun şeklinde son buluyor. Vista'nın en yüksek versiyonunu çalıştıracak şekilde tasarlanan bir bilgisayarda, kameranın sürücüsü ararken en fazla Linux adı ile karşılaşmak da biraz garip, tabii.
Çalışmayan sadece bu değil: DVD-sürücü, aldığı her DVD veya CD için, "abi buna bir format atayım; çiçek gibi olsun" diye bana dönmesi acayip sinir bozucu. 128 MB paylaşımlı ekran kartına sahip eski bilgisayarım HP nx6125'te grafik yetersizliğe takılan içerik, o kadar para verdiğim yeni bilgisayarda bir de yok sayılıyor.
Sadece bu da değil; internetten indirdiğim 340 KB dosya büyüklüğündeki basit bir yapbozu incelemeye alan Vista Ultiamte, "bununla ilgili bilgi topluyorum" diyor; sonra da bu size zararlı diye kapatıyor. Arkadaşımdan geliyor; kaynağına güveniyorum gibi yorumlarınız Vista'yı bağlamıyor. Aynı durum, diske aktardığınız DivX filmler için de geçerli. Vista için hazırlanmış son Codec'i de yükleseniz, seyredemediğiniz çok sayıda film oluyor. Hatta Vista Ultimate'ta ne kadar ileri giderseniz, geçmişe o kadar saygısızlaşıldığını düşünüyorum.
Uyumsuzluklar bir yana da, ücretsiz eklenti olan açık poker oyunu Hold 'em'de rest ile pass butonları arasında bir metre varken, "Rest çekmek istediğinizden emin misiniz" diye uyarı ekranı çıkarmak ayrı bir saygısızlık. Poker oynarken "Rest! Pardon Pass'mış" deyin bakalım ne oluyor? Bekleme modundayken kapağını açarak canlandırdığınızda hemen karşınıza çıkan Parola ekranının marşı alması için bazen vurdurmak gerekmesi, bunun gerçek bir görüntü olmadığını gösteriyor. Bu durum genellikle içeride açık klasör ve belge olduğunda ortaya çıkıyor. Bende Norton yüklü olmasının da bu aksamada payı olablir ve hatta deneyimlerime dayanarak öyledir diyebiliyorum.
Hiçbir .pdf dosyası açık değilken, bilgisayarı kapatmaya kalktığınızda gelen "Bir veya birkaç açık .pdf belgesi, sistemin kapanmasını engelliyor" uyarısı tamamen Vista Ultimate'in paranoyaklığı. Yok güzelim öyle bir şey, demek de para etmiyor.
Şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrılmak istediğim Vista Ultimate ile ilişkimiz sadece üzerindeki dosyalara dayanan bir zorunlu birliktelik. Çocuklar büyüyünce biten evliliklerde olduğu gibi, o dosyalarla işim bitince sistem restore edilecek. Tabii bu kolay olmayacak çünkü çalışmayan sürücüler nedeniyle bu dosyalar, DVD'ye yazdırılmak üzere USB bellek ve 5 GB iRiver kullanılarak beni asla yarı yolda bırakmayan Windows XP'nin yüklü olduğu nx6125'e aktarılmak zorunda. Bilgisayarı vermiş bulunduğum eşimden izin almak da cabası. Ferrari'nin önüne at bağlamak zorunda olmak gibi bir şey, yaşadığım.
Bu sorunları en kısa zamanda Microsoft yetkilileri ile ele alarak hem kendime hem de aynı durumda olanlara çare olma niyetindeyim. O yazıya kadar, çektiklerimi sizlerle paylaşma hakkımı saklı tutuyorum.

Samsung K5 ile sonuna kadar müzik


Samsung'un yeni müzik çaları YP-K5, yana doğru kayarak açılan hoparlör tasarımı ile müziği, ses kalitesi bozulmadan dışarıdan da dinlemeye olanak sağlıyor.Samsung’un yeni müzik çaları YP-K5, yana doğru kayarak açılan hoparlör tasarımı ile müzikseverlere farklı bir seçenek sunuyor. Müziği sadece içinden değil, dışarıdan dinlemeyi de sevenlere özel olarak tasarlanan müzik çaların, kendi boyutunda, gümüş renkli bir kaplama ile örtülmüş hoparlörü bulunuyor.

Samsung K5’in kapağı yana kaydırılıp hoparlörü ortaya çıkartıldığında, herhangi bir zemine yerleştirerek kolaylıkla kullanabilmek mümkün. Kayar kapak açıldığında ise hoparlör, cihazın menüsünden açılmasına gerek kalmadan otomatik olarak devreye giriyor.

Ürünün 1.71 inç (4.34 cm) OLED ekranı, menü ayarlarından fotoğraflara kadar tüm özellikleri net bir şekilde rahatlıkla izleyebilmeye imkan veriyor.Müzik çalma esnasında yükselip alçalan ekolayzır çubukları ise oldukça hoş bir görüntü oluşturuyor.

30 kanal hafızalı radyosu bulunan Samsung K5, MP3, WMA, OGG, ASF, JPG formatlarını destekliyor. Ürünün 830 mAh gücündeki lityum polimer pili, 30 saate kadar çalabilmeye imkan veriyor. Ürünle birlikte gelen kulaklığı ise, kulak deliğini tamamen kapatan şekli sayesinde, çevredeki sesleri minumum seviyeye indirerek, müziği tam kafanızın içine gönderiyor.

1 GB, 2 GB ve 4 GB olmak üzere üç farklı bellek kapasitesine sahip Samsung YP-K5’in, siyah ve pembe renk seçenekleri bulunuyor. 98x47.5x18.1 (mm) ebatlarındaki müzik çaların ağırlığı ise 106 gram.

İki yeni sabit diskli DVD kaydedici


Panasonic'in Diga DMR-EH67 ve DMR-EH57 sabit diskli DVD kaydedicileri, kayıt ve geri oynatmada 1080p'lik görüntü kalitesi ve geliştirilmiş bağlantı özelliklerine sahip.Panasonic’in Türkiye temsilcisi Tekofaks, hem sabit diske hem de DVD’ye kayıt olanağı sunan Diga serisi DVD kaydedicilerine iki yeni model ekledi. Diga DMR-EH67 ve DIGA DMR-EH57 model yeni ürünler, akıllı i/p (interlace/progressive) dönüştürme ve 1080p iyileştirme teknolojilerinin birlikte kullanmasıyla, DVD filmlerini ve televizyon yayınlarını da 1080p görüntü kalitesiyle oynatabiliyor.

Ürünler, HD Up-conversion (HD yükseltici) özelliği sayesinde elde edilen görüntülerin daha yumuşak ve daha doğal görünümlü olabilmesi için yüksek hızla işleme teknolojisinden faydalanıyor. Her piksel, sağ, sol, üst ve alt tarafındaki sekizer pikseli anında hesaplamak suretiyle yaratılıyor. Böylece, son derece doğal görünümlü, 1080p yüksek çözünürlüklü hareketligörüntüler elde edilmiş oluyor.

250 GB sabit disk kapasitesine sahip Diga DMR-EH67, sabit diske 443 saat kayıt yapabilmeye olanak sağlıyor. Ürün, aynı zamanda SD hafıza kartı yuvasından veri transferi yapabilme imkanı sunuyor. Diğer model olan Diga DMR-EH57 ise yine DVD’ye kayıt imkanı sunarken, kaydedilen görüntüleri 160 GB’lık sabit diskinde saklayabiliyor. Ürün, sabit diske 284 saat kayıt yapabiliyor.

Diga modellerine, 192-KHz 24-bit DAC (dijital analog çeviricili) bir ses sistemi ile elde edilen temiz ve aslına uygun olarak üretilen bir ses kalitesi eşlik ediyor. Sürücüden kaynaklanan titreşimlerin bastırılabilmesi için monte edilen özel tipte bir söndürücü ve azaltılmış fan gürültüsüyle Panasonic Diga DVD kaydediciler, 30 dBA’lık sessiz bir çalışma performansını sunuyor.

Ürünlerde, uyumlu ekipmanlara tek bir kablo vasıtasıyla kolayca dijital bağlantı imkânı sunan HDMI terminali bulunuyor. Ayrıca, Panasonic’in Viera Link fonksiyonuyla, diğer AV (ses-görüntü) cihazlarına bağlı olarak çalışma imkanı da sunuluyor. Panasonic Diga DVD kaydediciler, Panasonic Viera serisi plazma ve LCD televizyonların kumandasıyla kontrol edilebiliyor. Böylece, en çok kullanılan cihaz özellikleri tek bir kumanda üzerinde toplanmış oluyor. Uzaktan kumanda üzerindeki “VIERA Link” tuşuna basıldığında, VIERA Link menü ekranı vasıtasıyla Diga menü ekranına ulaşmak mümkün olurken, televizyonun kumandası ile kayıt ayarları gerçekleştirilebiliyor ya da DVD oynatılabiliyor.

Japonlardan yapay rahim



Japon bilim adamları, tüp bebek yöntemiyle oluşan embriyonların ilk aşamada ana rahmindeki kadar hızlı gelişmesi için "yapay rahim" geliştirdiler.Halen, yapay döllenmeyle oluşan embriyon, ana rahmine yerleştirilmeden önce özel olarak hazırlanmış bir sıvı içinde tutuluyor. Ancak yapay döllenmeyle oluşmuş embriyonlar bu sıvıda, kendilerine mükemmel bir ortam sunan ana rahmindeki kadar hızlı gelişemiyorlar.

Hızlı büyüyen embriyonların ana karnına yerleştirildikten sonra yaşama şansının daha yüksek olduğunu hatırlatan bilim adamları, yapay rahmin eski yöntemin bu olumsuz yanını ortadan kaldıracağını belirttiler.

New Scientist dergisinde yayımlanan araştırma sonucunda, doğal rahmin koşullarının benzerinin sağlandığı, 0,5 milimetreye 2 milimetre boyutlarında bir çip geliştirildi. Tüpte döllenmeyle oluşan embriyonların bu çipin içine konulduğu, burada rahme tutunmaya hazır hale geldikten sonra embriyonun ana rahmine yerleştirildiği bildirildi.

Tokyo üniversitesinden Terio Fujii ve ekibi, araştırmayı fareler üzerinde yaptı ve bu yöntemle embriyonların daha hızlı büyüdüğünü gördü. Fujii, bu yöntemle çiplere konulan embriyonların yüzde 80'inin 72 saat içinde hazır hale geldiğini, eski yöntemde ise aynı süre içinde embriyonların sadece yüzde 20'sinin hazır olduğunu söyledi.

NASA'da yeni bir rezalet


ABD'nin Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nde (NASA) meydana gelen skandallara bir yenisi eklenirken, astronotların iki kez "aşırı sarhoş" durumda uçtuğu açıklandı.NASA hakkındaki çeşitli iddiaları soruşturmak için kurulan özel komisyonun açıkladığı raporun ilgili bölümünde, iki uçuşta bazı astronotların aşırı alkollü olduğu, bu durumun diğer astronotlar ve doktorlar tarafından bildirilmesine karşın, uçuşlarına izin verildiği belirtildi.

Ancak sarhoş hallerin uzay mekiğinin uçuşu sırasında mı, NASA jetlerindeki eğitim uçuşlarında mı veya Rusların Soyuz aracındaki bir uçuşta mı meydana geldiği, kaç astronotun sarhoş olduğu ve isimleri açıklanmadı. Raporun duyurulmasının ardından NASA da, kendi bünyesinde resmi soruşturma başlattı.

Bir gün önce de, NASA tarafından uzay mekiğiyle Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilecek bir bilgisayarın kablolarının kasten kesildiği iddiası üzerine soruşturma açılmıştı.

NASA'da geçen aylarda meydana gelen bir başka skandalda da Lisa Nowak adlı kadın astronot, bir "aşk anlaşmazlığında rakibini kaçırmaya teşebbüs ettiği" gerekçesiyle tutuklanmıştı.

Su artık donmayacak


Japon bilim adamlarının yaptığı çalışmalar sonucu suyun donmasını önleyen bir maddeyi keşfedildi.

Japonya Kyodo haber ajansının haberine göre, Japon bilim adamları bitki pigmentleri üzerinde yaptıkları çalışmalar sırasında suyun eksi 10 derecede bile donmasını engelleyen bir madde keşfettiler. Söz konusu maddenin etkili olması için içerisine konulduğu suyun yüzde 0,01'i kadar olması yeterli.


SOĞUĞA DAYANIKLI BİTKİLERİ İNCELEDİLER


Japonya Hokkaido Üniversitesi'nden konuyla ilgili açıklama yapan uzmanlar, sıcaklık sıfırın altına düştükten sonra suyun içinde buz çekirdekçiklerinin oluşmaya başladığını, bir süre sonra bunların kristalleşerek buzlanma meydana geldiğini belirttiler. Bunun üzerine soğuk iklimlerde yaşayan bitki türlerini mercek altına aldıklarını açıklayan uzmanlar, 'Kaempferol-7-O-glucoside' adlı madde sayesinde soğuk iklim bitkilerinin donmaktan kurtulduğunu keşfettiklerini kaydettiler.

Bu önemli maddenin keşfinin bitkilerin aşılanmasında kullanılan kısımlarının soğuk ortamlarda muhafaza edilmesi süresini büyük oranda uzatacağı belirtiliyor.

Bu çorba kısırlığa birebir



Bilim adamları her gün bir kase domates çorbasının spermleri hareketlendirdiğini ve kısırlık vakalarını bu yolla azaltabileceğini açıkladı.Domatesin içinde bulunan ve ona parlak kırmızı rengini veren likopen maddesi sperm sayısını artırıyor ve aynı zamanda hareketliliklerini de önemli oranda artırıyor. Bu bilgi aynı zamanda kısır olanlar içinde önemli bir veri olma özelliğini taşıyor. Likopen bakımından zengin diğer meyveler arasında karpuz, greyfurt ve kuşburnu bulunuyor.

Doğuştan şizofren fare


ABD’de şizofreni hastalığını daha iyi anlamak için, bir farenin genleriyle oynanarak akıl hastası olarak roğması sağlandı.Johns Hopkins Üniversitesi uzmanları, insanlarda şizofreniyle ilişkilendirilen bir geni fare yumurtalarına ekledi. Böylece fareler doğuştan şizofren olarak dünyaya geldi.

Denek farelerinin şizofrenler gibi depresyon ve hiperaktivite sorunları yaşadığı bildirildi. Hayvan hakları savunucuları ise farenin bilerek akıl hastalığına mahkum edilmesini kınadılar.

Dünyanın En Pahalı İnterneti



Ülkemizdeki ADSL fiyatları, gündemimizi haklı olarak uzun süredir meşgul ediyor. Şimdi adını açıklayacağımız ülkede 1.5 Mbit/s'lik sınırsız internetin fiyatı 3.355 Dolar.Türk Telekom tarafından belirlenen ADSL fiyatları, birçok kullanıcıyı rahatsız ediyor ve internet kullanmak isteyen kişilerin önüne engel olarak çıkıyor. Forumlarımızda "Oooo! kotamızı doldurur. Ben bu yazılımı en iyisi okuldan indireyim" diye mesajları görmek bile mümkün. Bizde durum bu şekilde. Gelelim şimdi dünyanın en pahalı internetine.


İnanılmaz Rakamlar


Yer: Kazakistan. İnternet hızı: 1.5 Mbit/s (Saniyede ortalama 180 Kbyte download edilebilir) Fiyat: 3.355 Dolar / Ay (Üç bin üç yüz elli beş Dolar)


"Bu Acı Bana Yetmez"


Bu hız bana yetmez derseniz ve hızınızı 6 Mbit/s yapmak isterseniz o zaman mendilinizi hazırlayın. Çünkü durum içler acısı.


Yer: Kazakistan İnternet hızı: 6 Mbit/s (Saniyede ortalama 750 Kbyte download edilebilir) Fiyat: 22.032 Dolar / Ay (Yirmi iki bin otuz iki Dolar)

Bittorent admin tutuklattı!


Telif hakları ihlaline karşı alınan sert tedbirlieri hayata geçiren İspanya Emniyet Müdürlüğü geçtiğimiz gün iki torrent sitesini kapattırdı. Todotorrente.com ve trackertdt.com isimli iki site hem kapatıldı hem de konu ile ilgili üç administrator (sistem yöneticisi) tutuklandı. Haklarında "telif yasaları ihlali" gerekçesi ile dava açıldı.

Todotorrente.com İspanya'nın en aktif torrent sitelerinden biri ve binlerce kullanıcısı bulunuyor. Açılan davada sitenin telif hakları sahiplerini en az 500.000 Euro zarara uğrattığı ve bu arada 30.000 Euro haksız kazanç elde ettiği iddia ediliyor.

Bu işlem İspanya'da ilk defa olmuyor. Geçtiğimiz yıl aynı gerekçe ile bir çok torrent sitesi kapatılmış ve yaklaşık 15 sistem yöneticisi tutuklanmıştı.

Engelliler için cep telefonu


Tasarımcı Peter Lau körler alfabesine ihtiyaç duymadan çalışabilecek bir Örnek-Cep telefonu dizayn etti.Cep telefonu, aramaları ve SMS'leri üç boyutlu bir klavye üzerinden gerçekleştiriyor. Farklı şekillerde yuvarlatılmış büyük tuşlar sayesinde kullanıcının rakamları tanıması mümkün kılınıyor. SMS'ler ise konuşularak giriliyor. Bu cep telefonun pazara gelip gelmeyeceği veya ne zaman geleceği ise belli değil.

YouTube'da Yayınlanmadan Önce Filtreye


Geçtiğimiz Cuma günü bir Google avukatından alınan bilgilere göre firma, telif hakkı olan videoları filtreleyebilmek için Eylül ayında yeni bir sisteme geçiyor. Geçtiğimiz Ekim ayında satın aldığı video paylaşım sitesi YouTube için Google, oluşturulacak bir veritabanı sistemi ile videoları hızlı bir tarama sisteminden geçirerek, telif hakkı içerip içermediğini belirlemeye çalışacak. Google, yüklenen videolar için gerçekleşecek bu tarama işleminin birkaç dakika içinde gerçekleşeceğini savunuyor.

Bu sene içerisinde birçok telif hakkı davası açılan Google bunun üzerine böyle bir sisteme geçildiğini söylüyor. Sistemin hizmet vermeye başlamasının da gecikebileceğini söyleyen firma, "Bu filtreleme işlemi ileri teknoloji gerektirdiği için test aşaması uzayabilir. Ancak bu sonbahar sisteme geçmeyi planlıyoruz." sözlerini de açıklamalarına ekledi.

Steganos Parola Yöneticisi


Yazılım üreticisi Steganos, toplu güvenlik paketinin bir parçası olan Parola-Yöneticisini paketten bağımsız olarak piyasaya sürdü. Artık yazılımın fiyatı: 15 Euro Parola-Yöneticisi, tüm kullanılan parolaları kilitlemenin yanında, gerçekten güvenli şifreler oluşturmada da yardımcı olacak. Üreticiye göre cep bilgisayarı kullanıcıları parolalarını şifrelenmiş bir veri bankasının içine kaydedebilecekler.

TÜBİTAK 2007 ödülleri açıklandı


TÜBİTAK 2007 yılı ödüllerini kazananlar belirlendi. TÜBİTAK Özel Ödülü'nün Prof. Dr. Tuncer B. Edil, Prof.Dr. Ali Cezmi Akdiş ile Prof. Dr. Onur Güntürk'e verilmesi kararlaştırıldı.


Bilim ödülüne Temel Bilimler alanında Prof. Dr. Ali Mustafazade, Mühendislik Bilimleri alanında Prof. Dr. M. İrşadi Aksun ile Prof. Dr. Polat Gülkan layık görüldü.

TÜBİTAK, Bilim Kurulu'nun 8 Temmuz'daki toplantısında 2007 Yılı Bilim ve Teşvik Ödülleri, TÜBİTAK Özel Ödülü ile TWAS Teşvik Ödülü'nü kazananların belirlendiğini ve hizmet ödülü verilmediğini kaydetti.

TÜBİTAK tarafından 2007 yılı ödüllerinin takdimi için Aralık ayında tören düzenlenecek. TÜBİTAK Bilim Kurulu'nun belirlediği ödülleri kazananlar şöyle:


Bilim Dalında


Temel Bilimler Alanı:

Prof. Dr. Ali Mustafazade (Koç Üniversitesi Matematik Bölümü):"Pseudo-Hermisyen kuantum mekaniği kuramının gelişimine katkı sağlayanuluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle..


Mühendislik Bilimleri Alanı:


Prof. Dr. M. İrşadi Aksun (Koç Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü):"Kapalı-form Green fonksiyonlarının gerçek uzayda hızlı ve doğru olarak hesaplanması konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Prof. Dr. Polat Gülkan (ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü):"Eşdeğer lineerleştirme yoluyla doğrusal elastik sınırın ötesinde şekil değiştirmelerine maruz kalan yapı sistemlerinin davranışlarının hesaplanmasına imkan veren genel kavramsal formülasyon ile depremlerde özel olarak yakın alanda gözlenen yer hareketi ve bunun yapılarda yarattığı özel yer değiştirme talepleri konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle


Teşvik ödülleri:

Temel Bilimler Dalında:


Yrd. Doç. Dr. Ceyhun Bulutay (Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü):"Geniş bant aralıklı yarıiletkenlerde yüksek elektrik alanı altında iletim fiziği konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Doç. Dr. Özgür Esat Müstecaplıoğlu (Koç Üniversitesi Fizik Bölümü):"Atomik-moleküler ve optiksel fizik ile yoğun madde fiziği alanlarında Bose-Einstein yoğuşuk maddesinin optik ve manyetik özellikleri konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Prof. Dr. Uğur Tırnaklı (Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü):"Denge dışı karmaşık sistemlerin bir kısmının istatistik mekaniksel özelliklerini araştırmakta önemli bir teori haline gelen Genelleştirilmiş İstatistik Mekanik (GİM) formalizminin gelişmesine katkı sağlayan uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Yrd. Doç. Dr. Ergün Yalçın (Bilkent Üniversitesi Fen FakültesiMatematik Bölümü):"Grupların kohomoloji uzunluğu konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle


Mühendislik Bilimleri Dalında:


Doç. Dr. Alper Demir (Koç Üniversitesi Elektrik-Elektronik Müh. Böl.):"Elektronik devrelerde ortaya çıkan gürültünün modellenmesi ve analizi konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Doç. Dr. Vural Gökmen (Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü):"Gıdalarda işleme öncesinde ya da uygulanan işlemler sırasında ortaya çıkan doğal ya da proses kontaminantlarının tespitine yönelik kromatografik analiz yöntemlerinin geliştirilmesi konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Prof. Dr. Mustafa Güden (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Makine Müh. Böl.):"Hafif köpük yapıların kolumsu yapılar içinde dolgu malzemesi olarak kullanımında, köpük dolgu malzemesinin mekanik davranışının araştırılması konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Doç. Dr. Mahmut D. Mat (Niğde Üniversitesi Makine Müh. Bölümü):"İki fazlı akışlar ve uygulamaları, hidrojen depolama ve yakıt pilleri konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle


Sağlık Bilimleri Dalında:

Prof. Dr. Adnan Abacı (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi):"Kardiyolojinin koroner arter hastalığı konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Doç. Dr. Mustafa Arıcı (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Ünitesi):"Son dönem böbrek yetmezliği ve hemodiyalizin klinik sorunları konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Doç. Dr. Şermin Genç (Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi Araştırma Laboratuvarı):"Nörolojik hastalık modellerinde eritropoietin geninin etkileri konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Doç. Dr. Kürşad Ünlühızarcı (Erciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi Endokrinoloji B.D.):"Polikistik over sendromu (PKOS), idiyopatik hiperandrojenemi, idiyopatik hirsutizm gibi hastalıkların patogenezi ve tedavisi konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle



TÜBİTAK özel ödülü


Prof. Dr. Tuncer B. Edil (Department of Civil&Environmental Engineering,University of Wisconsin-Madison ABD):"Yumuşak zeminlerdeki inşaat teknolojileri ve geri dönüşümlü atık malzemelerin inşaat sektöründe yapı malzemesi olarak tekrar kullanımı konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Prof. Dr. Ali Cezmi Akdiş (Swiss Institute of Allergy and Asthma Research):"Allerjen spesifik immunoterapinin ve atopinin mekanizmasını açıklamaya yönelik uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle

Prof. Dr. Onur Güntürkün (Abteilung Biopsychologie Fakultat für Psychologie Ruhr Universitat Bochum):"Beyinde nörofizyolojik mekanizmalar ile bellek ve öğrenme gibi bilişsel fonksiyonlar arasındaki nedensel ilişki konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle


TÜBİTAK-TWAS teşvik ödülü


Doç. Dr. Bahtiyar Özgür Sarıoğlu (Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fizik Bölümü):"Kütleçekim kuramları, süpercisim ve süperkütleçekim kuramları, elektromanyetik ikilik, integrallenebilir sistemler konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" nedeniyle.

TÜBİTAK'ın Bilim ödülünü kazananlara 25 bin YTL para ödülü ile araştırmadesteği, altın plaket ve berat, Teşvik ödüllerini kazananlara 10 bin YTLpara ödülü, gümüş plaket ve berat, TÜBİTAK Özel Ödülü'nü kazananlara 25bin YTL Para ödülü, altın plaket ve berat, TÜBİTAK TWAS Teşvik Ödülü'nükazanana ise 2 bin dolar para ödülü, gümüş plaket ve berat verilecek.

'Cihazları küçültme' ödül getirdi


Koç Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrşadi Aksun'un elektronik cihazların süper bilgisayarlar kullanılmadan küçültülmesine katkı yapan çalışması, TÜBİTAK 'Bilim Ödülü'ne değer görüldü ve bilim dünyasında büyük ilgi topladı.


Prof. Dr. Aksun'un bugüne kadar bilim dergilerinde 300'ün üzerinde atıf yapılan çalışması, ABD'de basılan bilimsel kitaplarda da ilgi odağı oldu.

Prof. Dr. Aksun, çalışmanın, çok katmanlı elektronik devrelerin hızlı ve doğru analizlerini olanaklı kılarak bu tür cihazların süper bilgisayarlar gerektirmeden tasarlanmasına katkı sağladığını belirterek "Bu, çok katmanlı yapıların analizlerinin en zor ve en zaman alıcı kısmı sayılan hesaplamayı çok hızlandıran bir yöntem" dedi.

Aksun, dünyada cep telefonları, bilgisayarlar, sayısal fotoğraf makineleri, DVD çalıcıları ve MP3 gibi elektronik cihazların küçültülmesi ve aynı zamanda fonksiyonlarının artırılması yönünde pek çok çalışmanın yürütüldüğünü hatırlattı.

Aksun'un doktora öğrencisi Noyan Kinayman ile birlikte ABD'de yayımlanan 'Düzlemsel Katmanlı Yapılarda Baskılı Devrelerin Elektromanyetik Analizi' isimli yazılımı ve kullanım kitabı 2000 yılından bu yana bu alanda çalışan bilimadamları için önemli bir kaynak özelliği taşıyor. Aksun, Kinayman ile birlikte hazırladığı ve 2005'te ABD'de yayımlanan 'Modern Mikrodalga Devreleri' isimli yayını ile de bu alandaki birikimlerini paylaşıyor.

Sağlık kayıtlarına net takibi


ODTÜ'lÜ araştırmacılar, geçirilen hastalıklardan kullanılan ilaçlara kadar bütün sağlık bilgilerine anında ulaşılarak teşhisi kolaylaştıracak bir yazılım geliştirdi.
Uluslararası patent başvurusunun yapıldığı yazılım, testlerin tekrarlanmasının önüne geçilerek masrafların azaltılmasına ve hastaların kendi sağlık kayıtlarını internet üzerinden takip etmesine de olanak sağlıyor.


Yazılım teknolojisi, sağlık kurumlarının hala kullanmakta olduğu elektronik sistemlerle uyumlu çalıştığı için ekonomik açıdan yeni bir yük getirmiyor.


ODTÜ'lÜ araştırmacılar, geçirilen hastalıklardan kullanılan ilaçlara kadar bütün sağlık bilgilerine anında ulaşılarak teşhisi kolaylaştıracak bir yazılım geliştirdi.Uluslararası patent başvurusunun yapıldığı yazılım, testlerin tekrarlanmasının önüne geçilerek masrafların azaltılmasına ve hastaların kendi sağlık kayıtlarını internet üzerinden takip etmesine de olanak sağlıyor. Yazılım teknolojisi, sağlık kurumlarının hala kullanmakta olduğu elektronik sistemlerle uyumlu çalıştığı için ekonomik açıdan yeni bir yük getirmiyor.


ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asuman Doğaç, ODTÜ Mühendislik Fakültesi'nde çalışmalarını yürüten Yazılım Araştırma ve Geliştirme Merkezi'nin TÜBİTAK tarafından 1991 yılında akademik hayatta kazanılan birikimleri endüstriye ve ekonomiye katkı haline dönüştürmek amacıyla kurulduğunu söyledi.


Merkezin Avrupa Komisyonu'ndan aldığı toplam 15 proje ile 3 milyon euro araştırma ve geliştirme kaynağı elde ettiğini, birçok şirketle çalışma fırsatını yakaladığını anlatan Doğaç, ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü doktora öğrencileri Gökçe Banu Laleci Ertürkmen, Yıldıray Kabak, Özgür Gülderen, Tuncay Namlı, Alper Okcan ve yüksek lisans öğrencileri Mehmet Olduz, Mustafa Yüksel, İbrahim Taşyurt, Güneş Aluç, Fulya Tunçer, Ali Anıl Sınacı'nın yer aldığı çalışma grubunun 'Sağlık Ağlarında Yer Alan Aktörlerin Ve Süreçlerin Elektronik Ortamda Birbirleriyle Sorunsuz Haberleşerek Çalışmalarının Sağlanması' adlı çalışmayla uluslararası patent alımı için başvurduklarını bildirdi.


Doğaç, çalışmaların sağlık kurumları arasında elektronik bilgi alışverişini kolaylıkla gerçekleştirmeyi amaçladığını belirtti:


"Tedavinin sürekliliği ilkesine bağlı olarak, bir hastanın sağlık öz geçmişinde yer alan, kullandığı ilaçlar, alerjiler gibi geçirdiği tüm hastalıklar, sağlık kurumlarına (aile hekimleri, sağlık ocakları, hastaneler, rehabilitasyon merkezleri gibi) ulaştırılabilecek, dolayısıyla sağlık çalışanları teşhis için gerekli olan bilgiye anında ulaşabilecek, testlerin tekrarlanmasının önüne geçilerek masraf azaltılacak ve vatandaşlar kendi sağlık kayıtlarını internet üzerinden takip ederek kendi sağlık yönetimlerinde söz sahibi olabilecekler.


Bütün bunlar sağlanırken, geliştirilen sistem sağlık kurumlarının kullanmakta olduğu elektronik sistemler ile uyumlu olarak çalışacak, dolayısıyla ekonomik açıdan yeni bir yük getirmeyecektir."


Doğaç, yürüttükleri çalışmanın ayırt edici özelliğinin "Birlikte çalışabilirliği desteklemesi ve var olan sistemleri yıkmadan sağlık standartlarına uyumlu bir biçimde bir sağlık ağının gerçekleştirilmesi" olduğunu anlattı: "Çalışmanın bir diğer özelliği ise geliştirilecek altyapının esnekliği. Sunulacak çözümler sadece günümüzü hedeflemekle kalmayacak, ileride benimsenebilecek sağlık standartlarına da uyum sağlayabilecek nitelikte olacaktır.


Örneğin, günümüzde hasta tanıma metodu olarak, ülkeden ülkeye farklılık göstermekle beraber, vatandaşlık numarası, kağıt tabanlı kimlikler ve akıllı kart tabanlı kimlikler kullanılıyor.


İleride teknolojik gelişmelere paralel olarak retina taraması, biyolojik yongalar kullanıldığında ise Yazılım AR-GE Merkezi tarafından geliştirilen altyapı bu değişime kolaylıkla ayak uydurabilecektir."


"Henüz bu alanda patent yok"


Çalışmalarını korumak adına fikirlerini ve çözümleri uluslararası alanda patentleme kararı aldıklarını ve ODTÜ Teknokent'in ve TÜBİTAK'ın üniversitelerin araştırma merkezlerinde geliştirilen çözümlerin patentlenmesine destek vermesi üzerine patent alma sürecini hızlandırdıklarını anlatan Doğaç, "Girişimde bulunmadan önce gerekli saha araştırmalarını yaptık ve henüz böyle bir patentin var olmadığını belirledik" dedi.


Şirket kuruldu


Yazılım AR-GE Merkezi'nin uzun süren çalışmalar sonunda edindiği akademik potansiyeli, patentleme sürecinin de tamamlanmasıyla endüstriyel alanda yaygınlaştırmayı hedeflediğini dile getiren Doğaç, prototip uygulamaları tamamlanmış çözümlerin ürünleşmesini sağlamak amacıyla KOSGEB desteğiyle ODTÜ Kuluçka Merkezi'nde öğrencileri ile birlikte SRDC Yazılım Araştırma&Geliştirme ve Danışmanlık Şirketi'ni kurduklarını da belirtti.


Doğaç, SRDC'nin çalışmalarını anlattı:


"SRDC, ilk etapta, e-sağlık alanında dünyadaki en güncel gelişmeleri kendi tecrübesiyle harmanlayarak Sağlık Bakanlığı çalışanlarına aktarmak için girişimlere başladı.


Örneğin, ANSI tarafından akredite edilmiş ve e-sağlık alanında dünyada en fazla bilinen Standart Geliştirme Organizasyonu olan Health Level Seven'ın geliştirdiği en son mesajlaşma standardını birçok ülkeden önce Sağlık Bakanlığı Türkiye Ulusal Sağlık Ağı'nda uygulama fırsatı bulacak.


Patentleme sürecinin ilerleyişine de bağlı olarak SRDC ekibi, 2007 yılı sonunda çözümlerini ürün şeklinde piyasaya sunmayı planlıyor."

29 Temmuz 2007 Pazar

En kalabalık UFO heyecanı


İNGİLİZ yazar William Shakespeare'in doğum yeri olan Warwickshire yakınlarda cumartesi gecesi yarım saat boyunca gözlenen beş UFO, kasabada hayatın durmasına neden oldu.


Dünya çapında zaman zaman UFO ihbarları yapılsa da, ilk kez bu kadar büyük bir kalabalığın, açıklanamayan böylesi bir olaya topluca şahit olduğu vurgulanıyor.

Uçuş düzenini bozmadan ağır ağır gökyüzünde süzülen ve kimliği belirlenemeyen beş uçan nesneyi izlemek için Strafford kasabasında yüzlerce kişi toplandı. Kasabada UFO'lar yüzünden barlar boşaldı, trafik durdu.İngiliz Hava Trafik Denetimi, bölgede 22.30 sularında herhangi olağanüstü bir etkinlik gözlenmediğini açıklasa da, halkın cep telefonlarıyla çektiği fotoğraf ve video görüntüler tartışma yarattı. Bazı görgü tanıkları, "artık uzaylıların varlığına inandıklarını" ifade ettiler.

Olaya kuşkuyla bakan bazı uzmanlar, geçtiğimiz günlerde bölgedeki bir rugby kulübünün "uçan fenerlerinin" iplerini koparıp kaybolduğunu hatırlatıyor, fakat görgü tanıkları, kimi zaman müthiş hızlı ve çevik hareket eden, sıkı bir düzen içerisinde uçan UFO'ların dünyaya ait olamayacağını iddia ediyorlar.

Dünya çapında zaman zaman UFO ihbarları yapılsa da, ilk kez bu kadar büyük bir kalabalığın, açıklanamayan böylesi bir olaya topluca şahit olduğu vurgulanıyor.

İnsana çip taktılar


ABD'de bir şirket, iki çalışanının koluna mikroçip "nakli" yaptırdı. Kollarından fırlayan antenlerle şirket içinde kapıları açabilen, ama aynı zamanda patronları tarafından her yerde izlenebilecek olan çalışanlar şikayetçi değil. Fakat sivil toplum örgütleri, "BBG toplumu oluyoruz" diye tepki gösteriyorlar.

GÜVENLİK ve izleme ekipmanları satan Citywatcher.com şirketi, geçen yıl iki çalışanın kol derisinin altına, küçük cam kaplı mikroçipler naklettirdi. Küçük antenleri kol derisinden çıkan ve çalışanlara birer "robot-insan" görünümü veren çiplerin varlığı o dönemde çok ses getirmedi.

RFID (Radyo Frekansından Kimliklendirme) teknolojisini kullanan çipler, iki pirinç tanesi boyunda ve bir kürdan kalınlığında. Çipler sayesinde iki şirket görevlisi, çalınma riski olan elektronik anahtarlar taşımadan, şirketin kasalarına girebiliyor. Kasalarda, iş yapılan polis merkezleriyle ilgili veriler ve görüntüler tutuluyor. Kasa kapısına gelen görevli, kolunu okuyucuya gösterip kapıyı açabiliyor.


ÖZEL HAYAT BİTER


Uygulamanın geçtiğimiz günlerde Amerikan basınına yansımasıyla birlikte tepkiler gelmeye başladı. Cincinnati şehrinde bulunan şirketin yöneticisi Sean Darks, "Çok önemli bilgileri, çok karmaşık tekniklerle koruyoruz" diyerek uygulamayı savunsa da, insan hakları kuruluşları giderek her insana belki de doğuştan takılmaya başlayacak olan bu çiplerin özel hayatı bitireceği görüşünde.

Bardağın dolu kısmını görmeyi tercih eden diğer uzmanlara göre ise bu çipler, askeri ve nükleer tesislerin korunmasının dışında çok önemli faydalar sağlayacak. Örneğin kaybolan Alzheimer hastalarının nerede olduğu ve aslında kim olduğu kolayca bulunabilecek. Bir gün belki tecavüzden hüküm giyen kişilere ve hatta yasadışı göçmenlere de bu çipten takılacak.

Şefkat veren bluz


Time dergisi tarafından 2006’nın en iyi icatlarından birine aday seçilen HugShirt insanoğlunun yerini alma amaçlı geliştirilmemiş, fakat uzakta olan seven, “leyla’dan geçme faslını” bıraksın diye özlem duyanlar için icat edilmiş.


HugShirt, beyaz yamalı bir bluz gibi görünsede, o yamalarda Bluetooth teknolojisiyle döşenmiş sensörler var. Yamalar sensörlerin emriyle şişiyor ve sizi kucaklıyor. Telefonda Bluetooth varsa ve Hug Me java software yüklü ise, karşı taraftan gönderilen bir kısa mesaj ürünü giyene sarılıyor.

3 aylığına gittiler 3 senedir Mars'talar


Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından Mars'a 3 aylığına gönderilen robotlar, 3 yılı aşkın süredir görev başında bulunuyor.

Mars'a 3 Ocak 2004'te inen Spirit ve 24 Ocak 2004'te inen Opportunity, sert inişlere, korkunç toz fırtınalarına, sıfırın altındaki sıcaklıklara ve kayalık arazide kilometrelerce yol katetmelerine rağmen hala mükemmel durumda bulunuyor. Mars keşif programının en önemli ortaklarından Cornell Üniversitesi'nde görevli programın kamera uzmanı Jim Bell, "Mars onların evi, oradan geri gelmeyecekler, yaşadıkları yer orası ve belliki orayı seviyorlar" diyerek, New York-Ithaca'dan kumandasına yardımcı olduğu robotların beklenenden çok daha fazlasını keşfettiklerini belirtiyor.

Bir golf aracı büyüklüğündeki bu robotlar, bazı yıpranma belirtileri gösterse de bilim insanları bir süre önce ömürlerini tamamladıklarını söyledikleri Opportunity ve Spirit'teki küçük sorunların önemli bir tehlike oluşturmayacağını ve bunların "Mars'a burunlarını sokmaya" bir süre daha devam edeceklerini düşünüyorlar.

Bilim insanları, yine de bir jeolog gibi Kızıl Gezegen'i keşfe yardım eden bu robotların birer makina olduğunu ve bir noktada duracaklarını kabul etmek gerektiğinin altını çiziyorlar.

Kızıl Gezegen'de 3 yılını tamamlayan robotlar Spirit ve Opportunity, bilgisayarlarına son olarak yüklenen yeni yazılımlarla daha akıllı ve bağımsız hale gelmişlerdi.

Mühendisler, bu ay başında gönderdikleri yeni yazılımlarla Kızıl Gezegen'deki robotları, daha az insan müdahalesine gereksinim duyacak şekilde daha bağımsız ve akıllı kıldılar.

Spirit ve Opportunity, yeni yazılımlarla ayrıca önlerindeki bir engele kısa bir mesafe kala kritik manevra kararı verebilme ve böylece bir engele takılıp kalmama olanağı sağlayan yeni bir yön bulma sistemine sahip oldular. Bilim adamları, daha önce her biri golf aracı büyüklüğündeki robotları Yer'den kumanda etmek ve zaman zaman takıldıkları engellerden kurtarmak için uzun süre çaba harcamışlardı.

Yeni yazılımların bilim adamlarına Kızıl Gezegen'in keşfinde önemli zaman kazandırması bekleniyor.

Mars'ı keşiflerinde dördüncü yılına giren ve uzun ömürleriyle büyük şaşkınlık uyandıran robotlar, Kızıl Gezegen'de bir zamanlar su bulunduğu yolunda jeolojik kanıtlar bularak, önemli bir görevi yerine getirmişlerdi.

Opportunity, dev Victoria Krateri'nin kenarında aşağıya inmek üzere dolaşırken, Spirit de güney yarı kürede kaya ve toprak örneklerini incelemeyi sürdürüyor.

Bu oyunun birincisi uzaya gidecek


Yakında çıkacak olan yazılım programı Windows Vista'nın çıkışını kutlamak için Microsoft ve AMD, geniş çaplı, online ve offline oynanabilen puzzle 'Vanishing Point'in kurallarını açıkladı ve oyunu başlattı.

'Vanishing Point', zorlu bir mücadele ve büyük ödüllerle online oyunların çıtasını yükseltiyor. Dünyanın her yerinden oyuncular, şimdiden oyunla ilgili forumlar oluşturup binlerce online mesaj yayımladı. Microsoft yetkilileri, 500 bin dolar civarında (yaklaşık 720 bin YTL) ödül söylentilerini doğruladı ve kazananın Rocketplane adlı şirketin düzenlediği uzay yolculuğuna gitmeye hak kazanacağını söyledi.

NASA gizemli bulutu araştıracak


İSTANBUL - NASA son yıllarda atmosferde gizemli bir şekilde beliren mavi renkteki bulutları araştırmak üzere bir uzay aracını Dünya yörüngesine gönderecek.

Son yıllarda atmosferin üst katmanlarında oluşan mavi renkli parlak bulut kümelerinin nereden geldiği bilinmiyor. Uzmanların ilk etapta küresel ısınmanın dolaylı etkilerinden biri kabul ettikleri ancak tam olarak tanım koyamadıkları bu bulut kümeleri şimdi NASA’nın gönderdiği gözlem uydusu tarafından araştırılacak. Atmosferin en üst katmanında yer alan bulutların saçtığı mavi parıltılar günbatımı ve şafak vakti gözlemlenebiliyor.

Pokerde insanın kıl payı galibiyeti


İnsan ile bilgisayar arasında yapılan ilk poker turnuvasını, iki profesyonel poker oyuncusu kıl payı kazanabildi.


VANCOUVER - Kanada’nın Vancouver kentinde yapay zeka konusundaki bir bilimsel konferans çerçevesinde yapılan ve dünyanın ilk insan ile makine arasındaki poker turnuvası olarak tanıtılan etkinlikte, dünyanın en iyi poker oyuncularından kabul edilen Los Angeleslı Phil Laak ve Ali İslami, Polaris adlı bilgisayar programı karşısında zor bir yengi aldılar.

Dört oyundan oluşan, bir kez insan, bir kez makinenin kazandığı ve bir oyunun da berabere bittiği uzun 2 günün ardından gece geç saatlere uzayan son bölümde, Laak ve İslami, karşılaşmayı güçlükle de olsa kazanmayı bildi.

30 yaşındaki Ali İslami, uzun karşılaşmanın ardından yaptığı açıklamada, “Bittiğine çok sevindim” diyerek, kariyerinin en zor oyununu oynadığını söyledi.

Profesyonel poker oyuncusu olmadan önce bilgisayar alanında danışmanlık yapan İslami, etten kemikten olmayan rakibine saygısını dile getirerek, “Aslında kazandığımıza şaşırdım. Program öyle iyi ki gelecekte geliştirildiğinde yenmek çok daha zor olacak” diye konuştu.

Solartaxi İstanbul’a geldi


İsviçre’de üretilen ve güneş enerjisiyle çalışan “Solartaxi” adlı araç, 40 bin kilometrelik dünya turu kapsamında İstanbul’a geldi.


İSTANBUL - Araç, İstanbul Teknik Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. Aracın sürücüsü Louis Palmer, yaptığı konuşmada, güneş enerjisiyle çalışan aracın 20 yıl önceki bir hayali olduğunu belirterek, “Küresel ısınma gibi çok büyük bir problemimiz var. ‘Madem ki güneş enerjili bir araç alamıyorum. Öyleyse ben yaparım ve dünyayı dolaşarak insanlara karbondioksit salınımı olmayan aracın mümkün olabildiğini gösterebilirim’ dedim” şeklinde konuştu.



Palmer, 3 Temmuz’da İsviçre’den yola çıktıklarını ifade ederek, 16 ay içinde 5 kıtadaki 40 ülkeden geçmeyi ve 40 bin kilometre yol kat etmeyi planladıklarını dile getirdi.


Aracın üzerinde, güneş panelleriyle normalde kullanılan geleneksel bataryalardan 5 kat daha fazla enerji depolayabilecek İsviçre yapımı bir batarya bulunduğunu kaydeden Palmer, bunun araca günde 400 kilometreye ulaşan bir yolculuk yapma şansı sağladığını vurguladı.


Aracın normalde üzerindeki güneş paneliyle hareket ettiğini, ancak, dünya turu yapması nedeniyle aracın arkasına da iki büyük güneş paneli daha yerleştirdiğini dile getiren Palmer, saatte 90 kilometre hızla çalışabilen araçta internet bağlantısı da bulunduğunu bildirdi.


Palmer, aracın maliyetini söylemenin zor olduğunu kaydederek, her şeyi sponsorların karşıladığını, ancak, kendi imkanlarıyla yapması durumunda, kullanılan teknoloji nedeniyle 200-250 bin dolarlık bir harcamanın söz konusu olabileceğini anlattı.


Uçak yerine uçan daire geliyor


Hava mühendisleri çevreye daha az zarar veren uçaklar tasarlayarak uçuşla ilgili kavramlarda kökten değişimler yaratmayı planlıyor. Bunlardan bir tanesi de geleceğin çevre dostu uçan daireler.


AMSTERDAM - Hollanda’daki Delft Teknoloji Üniversitesi üyesi Etnel Straatsma, kanatları olan silindir bir gövdeden kurtulmak istediğini belirtti. Straatsma’ya göre geleceğin uçağı uçan daire şeklinde olacak. Straatsma ve diğer mühendisler daha hafif maddeler kullanarak çevre dostu pervaneli uçaklara geri dönmek gibi projeler üzerinde de çalışıyor.


Straatsma aynı zamanda, yüzde 50 daha az karbondioksit üreten çevre dostu uçaklar tasarlamayı amaçlayan CleanEra (TemizÇağ) projesinin başkanı. Projenin “greenliner” ögesinin, havayı kirleten unsurların oranını ve sesi azaltan tasarımı ise uçan daire şeklinde.


Delft Üniversitesi’nden Alexander de Haan günümüz uçaklarının ancak yüzde 10-15 daha az karbon emisyonu ve ses üreteceğini, bu rakamın ise her yıl yüzde 5 büyüyen havayolu sanayisiyle yarışamayacağını söylüyor.


Havacılık, yıllık karbondioksit emisyonunun sadece yüzde 2’sinden sorumlu fakat sanayinin çok hızlı büyümesi endişeye neden oluyor. 1999’da yapılan Hükümetlerarası Küresel Isınma Paneli raporuna göre 2050’de hava yolculuğu toplam küresel ısınmanın yüzde 5’inden sorumlu olacak.


Tahminlere göre bir yolcunun hava yolculuğu yaparak neden olduğu karbondioksit emisyonu, aynı mesafeyi arabayla gitmekle eşdeğer.


Modern uçakların çevre dostu olarak ulaşabilecekleri son noktaya geldiklerini belirten Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nden Andreas Handeman, köklü bir değişimin gerekli olduğunu vurguladı. Bu değişim ise yeni maddeler kullanarak ve yeni tasarımlara sahip uçaklar üretmek ya da eski modellere geri dönmek ile gerçekleşebilecek gibi görünüyor.

28 Temmuz 2007 Cumartesi

Beyindeki anıların resmi çekildi


ABD’li uzmanlar, beyinde anıların oluşum anı sırasında hücreler arasındaki iletişimi gösteren yüksek çözünürlükte fotoğraflar çekmeyi başardılar.Bilimadamları, beyindeki anıların haritasını çıkarmanın yolunu açacak bir keşif yaptı. Araştırmada, bir farenin labirentte yolunu bulmasına kadar geçen süre içinde, beynindeki sinir hücreleri arasında 10 bin sinaps, yani kimyasal haberleşme olduğu anlaşıldı.
Bunu anlamak için ilk fare grubunun labirentte serbestçe dolaşmasına izin verildi, ikinci gruba hafıza kaybına neden olan ilaç verildi, üçüncü grup ise kontrol amacıyla kullanıldı. Sonuçlar ise üç grubun beyin faaliyetleri karşılaştırılarak elde edildi.
İncelenen bölgedeki sinir hücrelerinin her zamankinden daha güçlü şekilde birbirlerine bağlandıkları tespit edildi.
Uzmanlara bakılırsa bu sayede ileride insan beynindeki anıların haritası dahi çıkarılabilir.

Vista DVD'si üzerindeki adamlar kim?


Kwisatz isimli biri tarafından Windows Vista DVD'si üzerinde üç tane adamın resmi keşfedildi. Bu adamlar kim? Bill Gates bu adamlar ve resim hakkında bir bilgiye sahip mi?


Bu günlerde internet ve bilgisayar çevrelerinde bu garip durum konuşuluyor. Bugüne kadar Microsoft CD'leri veya DVD'leri üzerinde rastlanmadık bir olay. Sadece bir espiri, şaka veya kendini beğenmişlik olarak algılanabilecek bu durum herkesçe hoş görülsede bu adamların kim olduğu sorusu kafaları kurcalamıyor değil.
Kwisatz sahip olduğu Nikon 5700 fotoğraf makinesiyle elinden geldiğince DVD'ye zoom yapmış bulunuyor. Kişilerde ortada. Aynı zamanda DVD baskısının üzerinde bu adamların resmi dışında başka holografik resimler olduğunada şahit olmuş, fakat onların ne tarif ettiği konusunda tam bir bilgiye sahip olamamış.

Çevreci Sabit Diskler


Bilgisayarınızın doğaya ciddi zararlar verdiğini biliyor muydunuz? Bunu bir nebze de olsa önlemek mümkün. Western Digital'in yeni ürünleri size yardım edebilir.
Siz bu yazıyı okurken bile tükettiğiniz elektrik ve bu elektriğin üretiminde ortaya çıkan CO2 gazı dünyanın dengelerini etkiliyor. Hem de tek bilgisayarın çalışmamasının bile kâr sayılabileceği oranlarda. Ancak artık doğaya verdiğimiz bu zararı azaltmak Western Digital firmasının çıkardığı GreenPower (Yeşil Güç) isimli sabit disk serisiyle az da olsa mümkün.


Tasarruf Ön Planda


Firmanın açıklamasına göre yeni sabit disklerle %40 oranında elektrik tasarrufu yapılıyor ve kullanılan disk başına yılda ortalama 15 YTL civarında bir kâr elde edilebiliyor. Western Digital’ın bir diğer iddiası ise bu sabit disklerin sınıfında en az ısı yayan ve en sessiz çalışan ürünler olduğu.
Asıl ilginç iddia ise yaptığınız 4-5 Watt’lık tasarrufun yıllık aynı miktarda elektrik üretiminde kullanılan 49 KG CO2 gazından tasarrufa tekabül etmesi. Eğer firmanın belirttiği rakamlar doğruysa yıllık 49 KG CO2 gazının çevreye yayılmasını engellemek bir arabanın 2 hafta boyunca çalıştırılmamasıyla aynı “çevreci” etkiye sahip.


İşin Sırrı Ne?


Aslında bu işin sırrı askeriyede hemen her lamba anahtarı altında görebileceğiniz “Gereksizse Söndür” yazısının mantığıyla aynı. Gerekmediği takdirde sabit disk 7200 RPM gücünün tamamını kullanmıyor ve 5400 RPM’e kadar düşürebiliyor, önbelleği kullanmıyor ya da transfer hızını düşürüyor. Sabit disk bunları yapıyor ancak siz bunların hiçbirini hissetmiyor ve hiçbir performans kaybı yaşamıyorsunuz.
IntelliPower adını koyduklarını bu yeni teknolojinin yaptığı cimrilikler dolaylı olarak sabit diskin ısınmasını ve yoğun çalışmanın yarattığı titreşimleri de engelliyor.


Yakında Piyasada


Ağustos ayı içinde tüm modelleriyle piyasaya sürülecek olan Western Digital GreenPower sabit disklerin isminde GP uzantısı olan 3 çeşidi olacak: Caviar GP, RE-GP ve AV-GP.
320GB – 1TB arasında değişen hafızalara sahip olacak diskler maalesef şimdilik sadece masaüstü bilgisayarlar için ve harici disk olarak üretilecek ancak bu teknolojinin tutması halinde onları pek yakında diz üstü bilgisayarların içinde de görmemiz olası.

Firefox'ta Yine Açık Var


Firefox'un yeni sürümü çıkalı henüz bir hafta olmasına karşın, yazılımda yine güvenlik açıkları bulundu. Açıktan korunmak için özel yama hazırladık.
Yeni bulunan açık, önceki FirefoxURL denetleyicisi açığıyla benzerlikler taşıyor. Windows'ta bulunan bazı URL denetleyicileri Firefox aracılığıyla sisteminizde kod çalıştırmak için kullanılabiliyor. Güvenlik şirketi Secunia, bu açığı Firefox'un değil Windows'un hanesine, "yüksek derecede önemli" olarak yazdı. Firefox'un son sürümü olan 2.0.0.5 bu açıktan etkileniyor. Açığın etkili olarak kullanılabilmesi için Internet Explorer 7 kurulu olması gerekiyor. Bu açık Billy Rios adlı güvenlik uzmanı tarafından keşfedildi. Onun sitesinde test amaçlı örnekleri bulabilirsiniz .


Çözüm Nedir?


Mozilla'nın hata takip sitesinde bu açık kapatıldı olarak görünüyor, bu da demek oluyor ki yakın bir zamanda yeni bir Firefox güncellemesi yayınlanacak. O zamana kadar açıktan etkilenmemek için çeşitli seçenekler var. Bunlardan biri NoScript eklentisi kurmak.

Bir diğeri Firefox'un ince ayar yaparak bu tarz komutları çalıştırmadan önce uyarı gösterecek biçimde ayarlamak. Bunu şu şekilde yapabilirsiniz: Firefox'ta yeni bir sayfada adres çubuğuna "about:config" yazıp enter'a basın.

Üstte "Süzgeç" yazan yere "warn-external" yazın. Listelenen seçeneklerden "mailto", "news", "nntp" ve "snews" ile bitenlere çift tıklayarak değerlerin "true" olmasını sağlayın. Bu yöntemle tehlike geçmiyor ancak komut çalıştırılmadan önce kullanıcıdan onay isteniyor.


SDN'in Hazırladığı Özel Yama


Üstteki son cümlelerde ne anlatıldığını anlamayanlar için bu işlemi otomatik olarak yapan bir araç hazırladık. Aracın çalışması için Firefox'un kapalı olması gerekiyor.

Yazılım kendisi bu kontrolü yapacaktır. Birden fazla Firefox profili kullanıyorsanız araç işe yaramayabilir, bu durumda işlemleri yukarıda anlatıldığı gibi elle yapabilirsiniz. Araç buradan indirebileceğiniz .NET Framework 2.0 gerektiriyor.

Fırtına Kuşu Göç Ediyor


Mozilla Vakfı kızıl pandanın gelişimi için Thunderbird e-posta istemcisini başka geliştiricilere emanet edecek. Yoksa... Thunderbird'e elveda mı diyoruz?
Her ne kadar çoğunluğun Windows kullandığı bir pazarda herkesin Outlook Express veya Windows Vista ile gelen Windows Mail yazılımlarını; daha öteye gidip Microsoft Office kullananların ise Outlook kullandığını düşündüğümüzde, Mozilla Vakfı'nın Thunderbird e-posta istemcisini sadece bir azınlığın kullandığı aklımıza gelebilir. Diğer taraftan birçok farklı işletim sisteminde çalışabilen ve tük eklentileriyle birlikte yedeğini almak için sadece birkaç saniye uğraşmanız gereken Thunderbird, Firefox internet tarayıcısına daha fazla işgücü ayrılabilmesi için gözden çıkarılıyor.
Mozilla Vakfı yöneticisi Mitchell Baker'ın günlüğünde yazdığı üzere Thunderbird'ün önünde şu an için üç seçenek bulunuyor. Birincisi Mozilla Vakfı gibi benzer şekilde bir Thunderbird Vakfı kurularak çalışmaların bu şekilde sürdürülmesi. İkinci seçenek Mozilla Vakfı'na bir ek yapılarak daha az kaynak sarfıyla bir çalışma grubu ve bölümün oluşturulması (ki bu bizce daha olası). Son seçenek ise başka projeler gibi projenin tamamen açık veya açığa çok yakın bir lisansla kamuya sunulması ve bağımsız bir geliştirici grubuna sahip olması. Bu da ürünün (markası hariç) tamamen Mozilla Vakfı'ndan bağımsız hâle gelmesi anlamına geliyor.

McAfee'den Ücretsiz Tarayıcı


Antivirüs devi McAfee, yeni kök kullanıcı takımı (rootkit) tarayıcısını ücretsiz olarak kullanıma sundu. Yazılım bilgisayarınızdaki sırları ortaya dökmeyi hedefliyor.
Belki başınıza gelmiştir, bilgisayarınızdan temizlemesi en zor olan zararlı yazılım türlerinden biri kök kullanıcı takımıdır. Bu tür yazılımların özelliği kendini saklamasıdır. Çoğu antivirüs yazılımı bu tür programları yakalayamaz. Sırf bu iş için ayrı yazılımlar geliştirilmekte. McAfee de Rootkit Detective adlı kök kullanıcı takımı tarayan yazılımının 1.0 sürümünü kullanıma sundu. McAfee'nin araştırmalarına göre kök kullanıcı takımı sayısı 2006'da 3284 iken, 2007'de yüzde 100'den fazla artış göstererek 7325'e ulaştı. Son çıkardıkları araç sayesinde bilgisayarınızda kendini gizleyen dosyaları, kayıt defteri anahtarlarını, sistem kancalarını ve çalışan tüm programları görüntüleyebiliyorsunuz.

Ancak hangi yazılımın zararlı hangisinin zararsız olduğunu tespit edebilmek için biraz bilgili bir kullanıcı olmak gerekli. Çünkü yazılımın bir zararlı yazılım veritabanı yok. Gizli çalışan yazılımları McAfee'ye incelenmek üzere gönderebiliyorsunuz.
Yazılım SP2 yüklü Windows XP, SP4 yüklü Windows 2000, Windows 2000 Server ve Windows 2003 Server işletim sistemlerinde çalışabiliyor. Görüldüğü gibi Windows Vista desteği yok. Kurulum gerektirmeyen aracı aşağıdan indirip deneyebilirsiniz.

Küçük bir uyarı; gördüğünüz her gizli dosya ve kayıt anahtarını zararlı zannedip silmeyin, çünkü yazılım sıklıkla yanlış alarm verebiliyor. Özellikle antivirüs yazılımlarının tarama hizmetleri gizli yazılımlar listesinde karşınıza çıkabiliyor. :: McAfee Rootkit Detective 1.0

iPhone'un yarasını iPod satışı sardı


AT&T'nin aktivasyon sayısının sınırlı kaldığı açıklaması ile hisseleri düşen Apple, iPod'un artırdığı karı ile sevindi.Apple'ın 30 Haziran'da sona eren üç aylık dönemdeki karının bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 73 arttığı açıklandı. AT&T'nin satışların ilk haftasında gerçekleşen Apple iPhone aktivasyon sayısının 146 bin ile sınırlı kaldığı açıklamasının ardından gelen açıklama Apple hissedarlarına güven verdi. Apple hisseleri, AT&T açıklamasının ardından baskı altına girmişti.
Apple'ın kar artışında, bu dönemde satılan 9.8 milyon iPod'un etkisi olduğu belirtiliyor. Apple, iPhone'un piyasaya çıkmasının ardından 30 Haziran'a kadar geçen 30 saatlik sürede satılan 270 bin iPhone'un da bu sonuçlara dahil olduğunu açıkladı.

K810i, fotoğrafa mesajı ekleyecek


SonyEricsson, Cyber-shot K810i'de 3.2 megapiksel kamera alışkanlığını sürdürürken kullanım kolaylığı sunan yeni tuş takımı başta olmak üzere yeni tasarımı ile fark atıyor.SonyEricsson'un dijital fotoğraf makinesi ve cep telefonu arasındaki kalın çizgiyi ortadan kaldıran K serisinin yeni ürünü K810i, genelde serinin beğenilen bir önceki modeli K800i ile aynı özellikleri taşırken, farkını tasarımındaki değişiklikler ile ortaya koyuyor.
Takipcisi olduğu K800i modelinin teknik özelliklerine çok fazla yenilik eklemeyen K810i'de, göze ilk olar ak küçültülmüş tuşlar çarpıyor. K810i'nin tasarımında, cep telefonlarında son dönemde yaygınlaşan daha düz ön panel seçimi uygulamaya konulurken, daire şeklindeki gümüş renkli küçük tuşlar bu tasarımı tamamlıyor.
Sony Ericsson Cyber-shot ailesinin yeni üyesi olan K810i, ince ve zarif bir görünüme sahip. Hareketli halde kaliteli fotoğraflar çekmek isteyentüketicilere hitap eden ürün, gelişmiş dijital kamera fonksiyonlarına sahip olmasının yanısıra, yüksek hızlarda UMTS bağlantı özelliğine sahip bulunuyor. (Türkiye'de bu data özelliği şu anda bulunmuyor.)
Şık bir görünüme sahip tuşlar, nispeten büyük tuşları kullanmaya alışmış olanlar için ilk başta garip gelebilir ancak kulanım kolaylığı sağlayacağı aşikar. SonyEricsson, kolay kullanılan Joystick etrafında fazladan böyle bir rahatlatmaya gerek duymamış.
Geniş, renkli ekrana sahip, gofret tipi telefon kategorisinde yeralan K810i'nin otomatik odaklama yapabilen 3.2 megapiksel kamerası ve Xenon flaşı bulunuyor. Telefon kamera modunda iken, kırmızı göz engelleyici özelliğine sahip Xenon flaşı ile düşük ve zayıf ortamlarda dahi kaliteli fotoğraflar çekilmesine olanak tanıyor. K800i'ye göre 5 mm inceltilmiş kamera koruma kapağı ve kamera modundayken 1, 4, 7 ve yıldız tuşlarından oluşan sıranın tamamının kamera özellik tuşları olarak kullanıması ürün ile gelen yeni özellikler arasında bulunuyor.
Telefonun kolaylık sağlayan bir diğer özelliği de ışıklandırılmış kamera ikonları. Kullanıcılar bu ikonlar sayesinde görüntü boyutu ve kendi kendine çekim süresi ayarlama gibi gelişmiş fotoğraf çekim seçeneklerini telefonun kamera menüsüne girme gereği kalmadan hızlı tuşlar aracılığı ile pratik bir şekilde gerçekleştirebiliyorlar. Ürünün, Photo Fix (Fotoğraf İyileştirme) fonksiyonu ise, görüntülerin parlaklık ve kontrast ayarlarının iyileştirilmesini sağlıyor.
Bir diğer kullanışlı özellik olan BestPic ile örneğin spor karşılaşmalarında olduğu gibi hareketli nesnelerin fotoğraflanması kolay bir hale getiriliyor. BestPic modunda hızlı bir şekilde dokuz adet fotoğraf çekebilmek mümkün olduğu telefonda, kullanıcı çekilen bu fotoğraflar arasından en beğendiğini seçebiliyor.
İnce, şık bir gövdeye sahip olan Sony Ericsson K810i’nin 2 inç büyüklüğünde TFT LCD ekranı, 256K renk ve 240x320 piksel (QVGA) çözünürlük sunuyor. MP3, AAC, MPEG-4 formatlarını destekleyen telefonun, FM Radyo desteği de bulunuyor.
K810i’nin TrackID özelliği ile ismi bilinmeyen şarkılar birkaç saniye kayıt edildikten sonra, TrackID fonksiyonu ile internete bağlanıp şarkının ismi saniyeler içinde öğrenilebiliyor. TrackID radyo üzerinden veya mikrofon ile kayıt altına alınmış parçaları da destekliyor.
Sony Ericsson K810i, NetFront Web tarayıcısı, HTML tabanlı sayfalarda sörf yapmanıza olanak veriyor. 3G (Üçüncü Nesil), e-posta, Bluetooth desteği de bulunan ürün, bilgisayar ile bağlantısını USB 2.0 portu üzerinden sağlıyor.
106x48x17 mm boyutlarında ve 115 gram ağırlığında olan telefon, 950 mAh gücündeki lityum iyon bataryası ile 400 saat bekleme ve 10 saat konuşma süresine sahip. Mavi ve fildişi olmak üzere iki renk seçeneği ile kullanıcıların beğenisine sunulacak K810i'nin fiyatı ise 415 euro+ KDV.

AMD, çevreyi korumada kararlı


AMD, küresel üretim faaliyetlerinde, kurumsal tesislerinde ve ürünlerinde sera gazı salımını azaltmaya yönelik 2007 hedefini yüzde 40 oranında aştı.Yedinci Yıllık Küresel İklim Koruma Planı, AMD’nin bütünlüklü yaklaşım kararlılığını yenileyerek ürün geliştirme, küresel faaliyetler ve personel girişimlerini aynı çatıda topluyor.
İlk yıllık Küresel İklim Koruma Planı’nı 2001 yılında yayımlayan AMD, şirketin normalleştirilmiş sera gazı salımını 2002’den bu yana yüzde 50’den fazla azaltarak EPA İklim Liderleri 2007 hedefini yüzde 40 oranında aştı.
AMD yaptığı açıklamada, küresel üretim faaliyetlerinde, kurumsal tesislerinde ve ürünlerinde sera gazı salımını azaltmaya yönelik 2007 ve sonrası hedeflerini de yeniledi. AMD’nin yedinci yıllık Küresel İklim Koruma Planı, şirketin enerji tasarruflu ürünler, sürdürülebilir üretim ve faaliyetler ve kurumsal liderlik girişimleriyle iklim üzerindeki etkisini azaltmak için süregelen stratejisinive hedeflerini vurguluyor.
AMD, iklim koruma hedeflerine ulaşmak için Dresden’deki yüksek randımanlı ortak hareket, ısıtma ve soğutma enerjisi üreteçleriyle çalışan kalıp üretim fabrikasını genişletti ve mutlak perflüoro bileşim salımını 1995’teki düzeye göre yüzde 95’ten fazla azalttı. Ayrıca, Texas Austin’deki faaliyetleri için Austin Energy’nin GreenChoice programıyla yüzde 100 yenilenebilir enerji satın aldı ve dünya çapındaki tesislerinde verimlilik iyileştirmelerine giderek normalleştirilmiş enerji tüketimini yaklaşık yüzde 40 azalttı.
Yedinci yıllık küresel iklim koruma planlarının, küresel enerji verimliliklerini artırmak için kurumsal tesisleri nasıl işleteceklerinden, watt başına daha yüksek performans sağlayan ürünleri nasıl geliştireceklerine kadar her alanda değerlendirmeler ve iyileştirmeler içerdiğini belirten AMD Yönetim Kurulu Başkanı Hector Ruiz, faaliyetlerinin her dalında enerji verimliliğine odaklanarak, sadece çevre üzerindeki etkilerini azaltmakla kalmadıklarını, dünyanın, el bilgisayarlarından veri merkezlerine kadar her yerde enerji tasarruflu işlemcilerle tanışmasını sağladıklarını söyledi.
Çevreyi korumaya sürdürülebilir bir kararlılık sergileyen AMD’nin 2007 Küresel İklim Koruma Planı’ndaki bazı hedefler şunlar:


  • 2010 yılı itibariyle, normalleştirilmiş sera gazı salımını 2006 düzeyine göre yüzde 33 daha azaltmak (karbon eşdeğeri salımlar/üretim endeksi ile ölçülür)

  • 2010 yılı itibariyle, normalleştirilmiş enerji tüketimini 2006 düzeyine göre yüzde 40 daha azaltmak (kilovat saat/üretim endeksi ile ölçülür)

  • Endüstriye gerek ürün gerek kurum açısından enerji tasarrufu bilinci alanında liderlik yapmak.

AMD’nin Küresel İklim Koruma Planı hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için www.amd.com/climate adresini ziyaret edebilirsiniz.


AyBEROZ

AyBEROZ
Alışverişin en güzeli